Notalardan taşanlar
Amerikan toplumunda hemen her kesime hitap edebildiğine inanılan ender isimlerden birisi Patron lakaplı Bruce Springsteen'dir. Öyle ki Amerikan toplumunun hala üzerinden atamadığı 11 Eylül travmasının ardından insanları birleştirmeyi başaran, onlara acılarında güç verecek şarkıyı da Springsteen yazmış ve söylemişti. Sıradan insanın, özellikle de artık geleceği kalmamış sanayi işçisinin hikayesini şarkılarında dile getiren, tevazu içinde yaşayan ve bir bakıma Amerika'nın ahlaki nirengi noktasını oluşturan bir müzik insanı Springsteen. Amerikalı olmanın gururunu, sıradan insanın ülkesine, ideallere bağlılığını, ülkesinin adaletsizliklerini, sertliğini müziğe döken ancak bunu yaparken şoven milliyetçiliğe kendini kaptırmayan birisi.
Değişim için oy ver Bugüne dek siyaset üstü kalmayı yeğleyen Patron, 2004 seçimlerinin Amerikan toplumunun geleceği ve kimliği açısından önemini kavrayan aralarında James Taylor, REM, Jackson Browne gibi isimlerin de bulunduğu müzisyen arkadaşlarından bazılarıyla birlikte "Değişim için oy ver" adlı bir grup kurarak ABD turuna çıkıyor. New York Times gazetesine yazdığı bir makalede, bu tavır alışın gerekçesini şöyle açıklıyor: "Bizim Amerikan devletimiz Amerikan değerlerinden çok uzaklaştı. Artık yürüme zamanıdır. Kalplerimizde taşıdığımız ülke bekliyor." Bugüne dek ekonomik adalet, medeni haklar, insancıl bir dış politika, özgürlük ve vatandaşlar için düzgün bir yaşam ideallerini savunarak parti politikasına bulaşmadığını yazıyor Springsteen. Bush yönetiminin Amerika'nın toplumsal dokusuna ve dünyadaki itibarına yaptığı tahribattan yola çıkarak vardığı yargı da şöyle: "Afganistan'a girme kararına destek verdim. Yaşadığımız zamanların ciddiyetinin liderlerimizde güç, tevazu ve bilgeliği ön plana çıkaracağını umdum. Onun yerine Irak'ta gereksiz bir savaşa girdik... Rekor seviyelerde bütçe açıkları verip, okul sonrası programlardan kesinti yaptık. Büyük şirket yöneticileri, zengin gitarcılar gibi toplumun en zengin yüzde 1'ine dahil insanların vergilerini azalttık ve bu sayede 'bölünmez bir millet' vaadini ve birbirimizle yaptığımız toplumsal mukaveleyi yok edebilecek servet farklılıklarını arttırdık."
Sanatçının siyasetteki yeri Springsteen "bir milletin sanatçı ve müzisyenlerinin o milletin sosyal ve siyasal hayatında özel bir yeri vardır" düsturuna inandığından bu işe başlamış. Onu okurken Türkiye'de benzer bir sorumluluk duygusuyla ön plana çıkmış, çoğunluğa hitap edebilme avantajlarını farklı bir toplum yaratma amacıyla kullanmış olanları da insan tekrar saygıyla anıyor. Bu bağlamda Sezen Aksu'nun Diyarbakır konseriyle açtığı yolu, Türkiye Şarkıları konserleriyle devirdiği tabuları "ne mozaiği ulan" haykırmasından beri katedilen mesafeyi anımsamamak zor. Belki de bu nedenle hıncahınç dolu Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'ndaki, ikinci yarısı muhteşem hatta uhrevi "Başucu Şarkıları" konserinde Zuhal Olcay - Bülent Ortaçgil ikilisinin yalnızca üç keman ve bir çello eşliğinde söyledikleri Ortaçgil'in Değirmenler şarkısı insanın içine özellikle işliyordu. Springsteen ve arkadaşlarının ülkelerindeki değirmenlere karşı ne yapabilecekleri üç ay sonra ortaya çıkacak. İnşallah kazanırlar ama ondan sonra da işleri bitmiş olmayacak.
|