Milli Eğitim'e yeni düzen
8 yaşında bir kızım var. Bu sene ilkokul üçe geçti. Evden sabah 7'ye çeyrek kala çıkıyor, öğleden sonra 15.30'da evde oluyor. Eve geldikten sonra ilk işi oturup ödevlerini yapmak oluyor. Cumartesi-Pazar ödev yükü daha fazla oluyor. Ödevlerinin bir kısmında ona yardımcı olmaya çalışıyorum ama özellikle matematikte çok zorlanıyorum. Orta okul ve lisede çok iyi olmayan matematiğim yenilenmiş haline hiç yetmiyor. Küçücük çocuklara kaldırabileceklerinden fazla yük yükleyen bir eğitim müfredatı var. Üstelik bu sistemin içeriğinin önemli bir bölümü köhne. Kızımın kitaplarında kullanılan dilin önemli bir bölümünün bugün kullanılan dille ilgisi bile yok. Üstelik benim kızım şanslı bir çocuk. İstanbul'un en iyisi sayılabilecek bir okula gidiyor. Öğretmeni ve okul sistemi elden geldiğince onu yeteneklerini kuvvetlendirici çalışmalara yönlendiriyor. Ama bu çare olmuyor. Çünkü bu müfredat hayattan kopuk. Yıllardır da eğitim dünyasında bu tartışmanın yapılıp durduğunu izlerim. Gazetelerde müfredat yenilenecek haberleri eksik olmaz. Ancak bu sefer durum ciddiye benziyor. SABAH'ın dünkü manşeti bu bakımdan benim için büyük önem taşıyor. Çocuklara derste iyi not almaktan başka değerlerin olduğunu öğretecek bir sisteme geçileceği anlaşılıyor. Bütün dersleri 10 olan ama yaşamdan zevk almayan, tek derdi elindeki metinleri ezberlemek, testlerde başarılı olmak olan gençler yetiştirme döneminin sonunu işaret ediyor çünkü bu. Bu aynı zamanda gençlere bir karşılık vermeden bir yardımda bulunma duygusunun aşılanacağı anlamına geliyor. Çocukları yaşlılara, hastalara, kimsesizlere yakınlaştıracak bir model bir aksilik olmazsa önümüzdeki yıl bütün Türkiye'de hayata geçeceğe benziyor. Ben çocuklara hayatta esas olarak gerekli eğitimin bu çağda üniversitede verilebileceğine inanıyorum. Bu nedenle de lise sonuna kadar olan eğitimin çocukları sorgulayıcı olmaya iten, okuma ve araştırma zevki aşılayan bir sistem olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle de liselere yeniden felsefe dersi konulmasına, ders yükünün azaltılmasına, Türk ve dünya edebiyatının önemli isimlerinin gençlerle tanıştırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yolda atılan adımları da yürekten destekliyorum. Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik çok önemli bir yaraya el atıyor. Umarım bu çabasında bütün herkes ona destek olur ve daha sağlıklı nesillerin yetişmesi için ciddi bir adım atılır.
|