|
|
Bu Muhtar her mahalleye lazım
ONU bunu bilmem, benim için Reha Muhtar, Türk televizyonculuğunda bir kilometre taşıdır, reyting virtiözüdür. Reha Muhtar'ın habercilik anlayışı ve sunuş tarzı çokça tartışıldı. Biz de bu köşelerden zaman zaman onu eleştirdik. Ama ortada bir gerçek vardı: Reha Muhtar'ın haber bültenleri ve programları reyting alıyordu. Sevgili Muhtar bir süredir Sabah Gazetesi'nde "kalem komşum" da oldu. Ne yalan söyleyeyim, kendi köşemden önce onun yazılarını keyifle okuyorum. Muhtar'ın özellikle soru sorma biçimi eleştirildi, hatta pek çok kez alaya alındı. O ise bu eleştirilere hep bıyık altından güldü. Zira bu bir "yöntem"di ve amaç, seyircinin ilgi ve heyecanını daima üst seviyede tutmaktı. İzleyici "Acaba bugün ne diyecek?" diye adeta burnunu ekrana yaslıyordu. Peki Reha Muhtar nasıl sorardı? Haydi "pazar neşesi" niyetine ve sevgili Muhtar'ımızın derin hoşgörüsüne sığınarak birlikte hatırlayalım: Yakalanan mahkumlarla ilgili haber sırasında "Muhtar usulü" bir soru: "Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdılar?" Ve tacizle suçlanan okul müdürüne müthiş bir fırça: "Sen benim sözümü kestiğine göre kim bilir daha neler yapmışsındır." Harika Avcı'nın kürtaj yaptırması konusunda da Reha Muhtar merak içindedir: "Peki şimdi bebek nerede?" Karısını boğarak öldüren adama Muhtar'ın ilk hitabı: "Efendim başınız sağ olsun..." Bazen durumun "iyice anlaşılmasını" sağlamaya çalışır: "Doğuştan kör olduğunuzu anladım da beyefendi küçükken de gözleriniz görmüyor muydu, onu soruyorum?" Kimi zaman da ufak tefek karışıklıklara yol açar: "Salı günü kılınacak Cuma namazından sonra defnedilecek cenaze..." Alparslan Türkeş'in cenaze töreninin olduğu gün ise Reha Muhtar alınan güvenlik önlemlerini şöyle anlatır: "Cenaze töreninde sayıları on binin üzerinde yedi bin güvenlik görevlisi vardı." Tecavüze uğramış kıza canlı yayında sorduğu soru ise "unutulmazlar" arasındaki yerini çoktan almıştır: "Ne yaptılar? O an nasıl hissettiniz?" Ve ilginç sorulardan bir tecavüzcü de nasibini alır: "Tecavüz ederken neler hissettiniz? Hayır, ben pek tecavüz etmem de ondan sordum." Donmak üzereyken kurtarılan dağcılara sorduğu soru da durumun daha iyi kavranılmasına hizmet eder niteliktedir: "Soğuk muydu?" Ve Muhtar'ın "elim bir kaza sonrası" kazazede aileye yönelttiği soru: "Peki siz sormadınız mı sünnetçiye neden hepsini kestiniz diye?" Allah, Muhtar'ımızı mahallemizden eksik etmesin...
|