|
|
|
|
Ünlü ve güzel olana bağımlıyız
Eğlence ve sanat dünyasının gösterişli hayatı insanları tahmin edilenden çok daha fazla ilgilendiriyor. Beğense de beğenmese de herkes Britney Spears ya da Madonna hakkındaki her şeyi merak ediyor.
Amerikalı yıldızların psikolojik durumlarıyla ilgili yazılarıyla tanınan Carlin Flora bu ay Psychology Today'deki yazısında bir Britney Spears hayranı olduğunu itiraf etti. Hem de kendisine. Carlin Flora, Britney Spears'ın ekibiyle çalıştığı dergiyi ziyarete geldiğinde heyecanlandığını, kıpkırmızı olduğunu ve paniklediğini belirterek bu duruma çok şaşırdığını söylüyor. Çünkü hiçbir zaman Britney hayranı olmamış, zaten yaşı bunun için fazla geçmiş ve hiçbir klibine baştan sona katlanamamış. Yine de Britney Spears gider gitmez en yakın arkadaşını arayıp ayakkabılarından makyajına kadar ünlü şarkıcı hakkındaki bütün gözlemlerini paylaşmış. Bundan hareketle, neden ünlü ve güzel insanlarla ister istemez ilgilendiğimiz ve onları önemsediğimiz hakkında yazdığı yazıdan sonra birçok gazeteci tarafından "ünlüler ve diğerleri" konusu yeniden tartışılmaya başlandı. Ama tartışmaların asıl vurucu noktası, Flora'nın şu çıkarımı: İtiraf etmeliyiz ki ünlülerden çok şey öğreniyoruz. Ünlü ve güzel olana düşkünlüğümüz de doğamızdan kaynaklanıyor. George Clooney'in gülüşüne hayran olan ve bundan utanmamayı öğrendiğini söyleyen Carlin Flora'nın fikrini destekleyecek bir bilimsel çerçeve de kolayca çizilebilir. Bir kere güzellik başlı başına sosyal psikologların araştırmalarıyla kanıtladığı bir ön yargı kaynağı. Güzel insanlar çocukluklarından itibaren cezalardan yırtıyor, daha çok tanınıyor ve daha çok kazanıyor. İşe alınırken ya da taksi beklerken güzel yüzlü biri daha şanslı. Evrim üzerine yapılan araştırmalar da erkeklerin eş seçiminde simetri, büyük göz, ince dudak seçiminin temelinde üreme iç güdüsü olduğunu vurguluyor. Neslin devamı için erkekler genç ve güzel kadın seviyor. Ünlü Kerrick araştırması bir tür göz tarama testine dayanıyor. Testin sonuçlarına göre kadınlar da en az erkekler kadar güzel kadınlara bakıyor ve göz en çok güzel kadınları tarıyor. Görme duyuları ancak gelişmeye ve ışığa alışmaya başlayan 8 aylık bebekler bile güzel yüzlü bir kadına ortalama güzellikte ya da çirkin bir kadına oranla daha fazla olumlu tepki veriyor. Yani doğamızda güzel olana karşı bir zaafımız zaten var. Aslında kendi sıkıcı hayatlarımızdan uzaklaşmak için komşu gezegende yaşayan ünlüleri izliyoruz. Bizim gibilerin aksine onların hayatında aşk ve başarı çok daha dramatik bir şekilde gözlenebiliyor. Bizim hayatlarımıza göre onların hayatı çok hızlı. Her an yeni bir şey oluyor ve her an kendileri dahil her şey birdenbire değişiyor. Aslında ünlülerin hayatının bize hayatımızı ve kendimizi değiştirmek için bir motivasyon kaynağı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
DEĞİŞMEK LAZIM Bu konuda en güzel örnek Madonna. Hem böylece ona duyulan ilgiyi de 'sıcak' tutuyor. Yüzünü, görünüşünü, tabiri caizse imajını her değiştirdiğinde ona tepki vermek zorunda kalıyoruz. Yüzü tanıdık olmasına rağmen sürprizler barındırdığı için popülaritesini korumayı başarıyor. Yani ilgi görmek istiyorsan değişeceksin. Ünlü isimleri takip ederek bilinç altında öğrendiğimiz ve özendiğimiz bir durum daha var, sevgili bulmak ve aşk isteği. Paparazzilerin de etkisiyle insanların günlük hayatlarında konuştukları ikinci konu, ünlülerin yatak odası haberlerinden sonra kendi ilişkileri. Ayrıca pek çok kişi belki de alacağı bir gömlek için bile beğendiği bir ünlüden ilham alıyor, "kopyalamak" tekniğiyle epey vakit kazanıyor. Zaman zaman bu kopyalama isteği uç noktalara gidebiliyor. Bütün zamanların en çok taklit edilen ikonu Marilyn Monroe bile yaşasaydı müzik kanalı MTV'de bu aralar yayınlanan ve çok izlenen bir şov programına şaşırırdı. "I Want A Famous Face- Ünlü Bir Yüz İstiyorum" adlı şova katılan gençler ünlülere benzemek için akıl almaz estetik operasyonlara katlanıyor. Son programlardan birinde Jennifer Lopez'e benzemek için saçın başladığı derinin öne alınma ameliyatı Amerika'da çok tartışılmıştı. John Lennon'un Beatles için "İsa'dan daha popüler..." demesi ya da Madonna'nın "Meryem Ana kadar ünlü olana kadar çalışacağım" diye demeç vermesi boşuna değil. Çağımızın mitolojisi olarak tabir edilen ünlü insanların gösterişli hayatı bizi ilişkilerimiz hakkında konuşurken daha çok yalan söylemeye ve bu ilişkileri yaşarken onlardan kopyalamaya itiyor. Araştırmalar insanların ilişkilerini tanımlarken kullandıkları dil ve kelime yapısıyla paparazzi porogramlarında kullanılan dil yapısında çok benzerlikler olduğunu gösteriyor. Kısaca ünlüler hayatımızda mutlaka yer alıyor ve bizi tahminimizden çok daha fazla etkiliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|