|
|
'İş yaptığımız her yer tehlikeli, Türkiye'nin alternatifi yok ki!'
Dün öğlen telefonda baş sağlığı dilediğim Tepe'nin CEO'su Ali Kantur ağlamaklıydı. "Aklım çocukta. Çok üzüldüm"diyordu. Kantur'un aklından çıkaramadığı çoçuk, El Kaide teröristlerince katledilen şoför Murat Yüce'ydi. Yüce, Irak'ta Tepe İnşaat tarafından yapılan ABD askerlerine çamaşırhane ve catering (yemek servisi) hizmeti verilen bölümde çalışıyormuş. Ali Kantur, Yüce'nin ailesi için gerekli ne varsa yapılacağını söyledi. Ama tabii Kantur da ne yapılırsa yapılsın Murat Yüce'nin geri gelmeyeceğini biliyordu.
Afganistan'da da risk var Ali Kantur'a Irak'tan çekilmeyi düşünüp düşünmediklerini sordum."İş yaptığımız bütün yerler böyle tehlikeli. Biz Afganistan'da da iş yapıyoruz. Ne yapabiliriz? Türkiye'nin alternatifi yok ki" dedi. İşte bu noktada Kantur'la on gün kadar önce yaptığım söyleşide anlattıkları geldi aklıma. Tepe İnşaat ortağı Akfen'le birlikte TAV olarak Tahran'da da havalimanı işletme işine girdi. Ancak girer girmez de sorunlar yaşadı. İran'da işletmeyi aldıktan sonra ikinci bir terminal kurma projeleri var. Otel yapmayı da düşünüyorlar. Kantur, "Daha işin başındayız yani. Problemler yaşıyoruz. Ama bunlar normal. Bu yüzden geri çekilmek olmaz. Bizim teknolojik açıdan civar ülkelere yönelmemizde fayda var. Ne de olsa bugün yapmak istesek dahi bize Paris'te havalimanı yaptırmazlar" dedi. Kantur'a göre, bugün Paris gibi gelişmiş metropollerde iş almak kolay değildi. Ama Afganistan ya da Irak gibi ülkelerdeki projeleri almaları daha kolaydı. Bu nedenle de tehlike unsurunu bile bile bu işleri alıyorlardı. Ali Kantur dün telefonda Rusya'yı hatırlattı ve "Orada da insanları kaçırıyorlardı" dedi. Peki Tepe bu talihsiz olaydan sonra ne yapacak? Bu konuyu şu anda istişare ettiklerinden söz eden Ali Kantur, henüz bir deklarasyonda bulunmak için erken olduğunu söyledi. Kantur, güvenlik gerekçesiyle sayı vermediği için Tepe'nin şu anda Irak'ta kaç çalışanı bulunduğunu yazamıyorum. Ama hepsinin sigortalı olduğunu öğreniyorum. Tepe şimdilik riski azaltmak için çalışan sayısını minumuma indirme yolunu seçiyor. Dün iş çevreleriyle konuştum. Genel olarak kimse "Irak'ta iş yapmayız artık" demiyor ya da diyemiyor. UND'nin verdiği kararı da erken buluyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, telefonda "Herkes riskleri biliyor. Bu hem kamyoncu hem de ihracatçı için geçerli" diyor ve ekliyor: "Teröristin istediği şey panik ve korku yaratmak. Amaçlarına ulaştırmamak lazım."
Türk malları sergisi... Ama tabii bu arada Irak'ta Türk mallarını sergilemeyi çoktan kafasına koyan TİM, bu konuda harekete geçmiyor. Proje hazırlayan ve bir merkez oluşturmak için çalışmalara başlayan TİM belli ki risk almak istemiyor. Oğuz Satıcı'ya "Gerçekten çok isteseydiniz, şimdiye kadar kırk defa orada bir merkez kurardınız. Risk gördüğünüz için mi gitmediniz" diye soruyorum. Cevabı 'Evet' oluyor. İşleri biraz yavaştan aldıklarını dile getiriyor. Oğuz Satıcı'ya göre, Irak'a gidip gitmemek, iş yapıp yapmamak kişisel bir tercih olmalı, kurumsal bir tercih değil. "Biz gitmiyoruz demekle bu işler durmaz. Bu riski alabilecek başka insanlar gider." Satıcı haklı olabilir ama iş çevrelerinin yön göstermeleri için yine de kurumlara, odalara ya da meclislere ihtiyacı var. Görünen o ki, Irak'ta müthiş bir potansiyel var ama bir o kadar da risk var.
|