|
|
|
|
|
|
Alevi misin, Sünni mi? Kürt müsün, Türk mü?
İlk bir haftanın sadece Müslüman olup olmadıklarının anlaşılmasıyla geçtiğini anlatan rehine, üç gün boyunca neredeyse gece gündüz süren ve aynı soruların yöneltildiği sorgulamayı şöyle anlattı: Şeyh: Tercüman sor ona. Türk mü, Kürt mü? Rehine: Ben Türk'üm. (Kürt kökenli olduğunu özellikle gizleyerek) Şeyh: Müslüman mı? Rehine: Elhamdülillah Şeyh: Sünni mi Alevi mi? Rehine: Sünni Müslümanım. Şeyh: Bir Fatiha okusun. Şeyh: (Fatiha suresinin okunmasının ardından) Birkaç tane de bildiği duayı okusun.
GÜNDE 10 VAKİT NAMAZ Günler boyu dua okuduklarını anlatan rehine, "Ben Türkiye'de namaz kılmam. Zaten bilindiği üzere namaz günde 5 rekat kılınır. Ama biz ne hikmetse günde en az 10 kere namaz kıldırılıyorduk" dedi. "35 yaşlarında, esmer" diye tanımladığı Türk tercümanın zaman zaman "Ben aslında Türkleri çok severim" dediğini anlatan rehine, Türk tercümanla daha sonra Şıh'ın emriyle kesilen bir diyalogları şöyle anlattı: Tercüman: Ananız, babanız, eşiniz, kardeşiniz var mı? Rehine: Evet Tercüman: Onlar da namaz kılıyorlar mı? Rehine: Herkes Müslüman, hepsi namaz kılıyor. Lütfen söyleyin, bize ne yapacaksınız? Tercüman: Başlarınızı keseceğiz. Rehine: Hani bizi seviyordunuz? Madem boğazımızı keseceksiniz, bizi sevmeyin o zaman. Tercüman: Başlarınız keseceğiz ama en azından son arzunuzu soracağız. Son arzunuz nedir? Rehine: Cenazemi Türkiye'ye gönderin. Tercüman: Hayır, Türkiye'ye göndermeyeceğiz. Cesetlerinizi nehir kenarına atacağız. Rehine: Biz Irak'a ekmek parası için geldik. Tercüman: Rızkı veren Allah'tır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|