| |
Edebiyat dünyası seni bekliyordu
Her gazetecinin kalbinde yazmak istediği bir kitap saklıdır. Ve o kitap saklı olduğu yerden çıkmazsa çok iyi olur." Lafı söyleyen Russell Lynes. Kendisi Amerikalı bir yazar. Ve buradan nereye geçeceğimi sanırım anlamışsınızdır. Evet, gazeteci takımının son dönemde dadandığı edebiyat dünyasına girmek istiyorum yüksek müsadenizle. Günlük yazılarını topla kitaba dönüştür... Yaptığın röportajları kitaba dönüştür... Kimi isimler var ki onları bu işin dışında tutuyorum. Onların gerçek işi yazmak. Ama benim de mensubu olduğum genç kuşak bir takım yazarlar var ki bu işin rezaletini çıkarmaya başladılar. Gerçi bir itirazım yok. İsteyen istediğini yapabilir, para kazanabilir, şöhretine şöhret katabilir, kapılar aralayabilir. Buna itirazım yok. Tek itirazım kendilerini kolayca pompalattırabilecekleri bir ortamdan dibine kadar faydalanma arzuları. Bu ne egodur bu ne kendine tapınma halidir. Köşende kendi kitabını tanıt, komşu köşelere dadan, olmadı kendinle röportaj yaptır. Ne o, yazıp parasını aldığın yazıları ısıtıp sofraya bi'daha sürüyorsun. Edebiyat dünyası asırlardır senin gelmeni bekliyordu çünkü! Tavır... Eski kuşak gazeteciler de kitap çıkardılar, onları okuyarak büyüdük. Ama hiç birinde bu vıcık vıcık ben tarihi değiştiriyorum edası olmadı. Utanıp çekinirlerdi çünkü. Tamam artık her şey pazarlama üzerine kurulu. Yöntemler vahşice değişmiş olabilir. Ama gelinen bu nokta utanç verici. Biraz tevazu ya!.. Biraz emek... Dostlarım, tanıdıklarım var bu şekilde kitap çıkaran. Hepsi konuyla ilgili fikrimi bilirler ve karşı tezleri de pek olmaz. Dediğim gibi isteyen istediğini yazar, çizer. Beğenilir, beğenilmez başka mesele. Ama önemli olan tavır! Kırarsın bacağını, işine bir süreliğine ara verirsin, oturup yazarsın. İş yazmakla da bitmiyor, ne yazdığının da önemi büyük. İnternet derlemeleriyle ortaya bir eser çıkarıyorsan o da sayılmaz! Çıkardığın gürültü, korkuttuğun kurbağaya değmeli. Sokaktaki sıradan yazar ne yapsın? Hayatını sadece kitap yazarak kazanan ve basınla çok az veya hiç bağlantısı olmayan yazar ne yapsın peki? Burada çok ciddi bir haksız rekabet durumu var. Yayınevleri de bu işe çanak tutuyor. Kendinden pazarlamalı kitaplar onların da işine geliyor doğal olarak. Bana gelince... Gazete yazılarımdan oluşmuş bir kitap ben yaşadığım sürece olmayacak. Zaten kendi yazılarıma tahammülüm yok. Bir de onlardan kitap oluşturma fikri gaz yapıyor açıkçası.
|