kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Cevabı meçhul sorular...

Çevremizdeki ülkelerde tarih yeterince hızlı akmıyor.
Siyasi rejimler "hayatın dinamizmini zaafa uğratan" gelişmelere imza atıyor.
Oysa bu coğrafyayı çevreleyen küresel ölçekte dünya bambaşka bir yere gidiyor.
Demokrasi, hukuk devleti, özgürlükler düzeni ve laiklik prensipleri artık bir zemin haline gelmiş durumda, bu zeminin üstünde yeni ve dinamik açılımlar yükselmeye başlıyor.
Çevremizde ve onu çerçeveleyen Büyük Ortadoğu coğrafyasında ise, halkların özgürlüğünü ve refahını garanti altına alacak bir zemin bile yok. Zeminin ne olacağı hakkındaki tartışma, iç savaşlarla yürütülüyor.
Kendi rejim tartışmaları yüzünden halklarının geleceğini ve refahını tehdit altına sokan siyasi elitler coğrafyası adeta çevremizdeki coğrafya.
Bu coğrafyanın önümüzde akan yüzyıla derin bir yüzleşme ile girmesi gerekiyor.
Bu yüzleşme olmadan, hem de bu yüzleşme bir siyasi projeye dönüşmeden, zamanın akışının daha kötü olayları getireceği beklenmelidir.
Bu yüzleşme yapılamıyor. Kimi zaman Batı bahane ediliyor, kimi zaman çeşitli dış olaylar ve her şey "koyu bir içe kapanmanın" aracı haline getiriliyor.
İçe kapanmak, kısa vadeli olarak otoriter iktidar biçimlerini korunaklı kılıyor belki ama, orta vadede her şey büyük bir kırılganlıkla karşı karşıya kalıyor.
Uzun vadede ise refah ve özgürlük üretemeyen yapıların "tarihin dışına" düşmesi kaçınılmaz oluyor.

***

Bu sene içinde ziyaret ettiğimiz AB ülkelerinden birinde önemli bir siyasetçi, AB'nin kuruluş dinamiklerini anlatırken yarı ciddi yarı esprili bir şekilde, "yüzyıllar boyunca birbirimizi boğazladık, bundan öylesine yorulduk ki, buna son vermek için birleşmeye karar verdik" demişti.
Büyük katliamların ve iç savaşların arasından aklın kendine böyle bir "dirilme" yolu bulduğunu söyleyebiliriz.
"Siyasi akıl" böyle bir entegrasyon projesiyle yaşama alanı açtı kendine.
Büyük Ortadoğu coğrafyasında ise "siyasi akıl" hala "sürgün"de.
Bu kadar acıya rağmen hala masaya ciddi bir tartışma projesi getirilemiyor.
Demokrasi, özgürlük ve refah üretimi için yapılması gerekenler hakkında, gelenek ve modernlik arasında bir sentez kurulamıyor.
Dünyadaki gelişmeler bu bölgeye dönük ilgiyi artırdığında ise bu "yeni bir sömürge politikası" olarak etiketlenip hemen reddediliyor.
Hadi buna da diyecek bir şey yok diyelim, peki, dünyanın ilgisi buraya "radikal" projelerle yönelmeden önce, neden iç dinamikleriyle ve yumuşak metodlarla kendi kendini yenileme yolları aramıyor bu büyük coğrafya?..
Bu sorunun cevabı meçhuldür. Peki neden Batı'yı kötülemeye ayırdığı enerjinin yarısını, kendi evini düzeltmek için kullanmıyor bu coğrafyanın önde gelenleri?
Bu sorunun da cevabı meçhuldür. Bu sorulara bizim şöyle ya da böyle bir cevap vermemiz durumu değiştirmez.
Çünkü önemli olan bu büyük coğrafyanın bu sorulara kendi yanıtlarını veren dinamiklerle kuşanmasıdır.
Bu soruların cevapları meçhul kaldığı sürece de, "tarihi üreten dinamikler"le "tarihin dışına düşen yapılar" arasındaki çatışmanın ortasında kalması kaçınılmaz olacaktır, Büyük Ortadoğu coğrafyasının.
Kendi iç dinamiklerini demokrasi, özgürlük ve refah üretmek yönünde düzenlemesi, bu coğrafya için bir "hayatta kalma stratejisi" olmak zorundadır...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Muhalif iktidar   / 02-08-2004
 Bir stratejik değer olarak okur yazarlık   / 01-08-2004
 Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman   / 30-07-2004
 Cevabı meçhul sorular...   / 28-07-2004
 Kendi kendini terhis eden adam...   / 26-07-2004
 Büyük acıya karşı insanlık borcu...   / 25-07-2004
 Hangi Avrupa?   / 23-07-2004
 Hep aynı hastalık   / 09-07-2004
 Grinin yüzleri...   / 07-07-2004
 Sol siyasetin dünyalılık problemi   / 05-07-2004
MANSUR FORUTAN
Edebiyat dünyası seni bekliyordu
Her gazetecinin...
MEHMET BARLAS
İngilizler'inkini biliyoruz, ya bizim karakterimiz...
HINCAL ULUÇ
İnsanlar.. Asıl mucize, insanlar..
Su Otel'deki ikinci...
EMRE AKÖZ
Vur dedik, öldür demedik
Abuk seyirci ikiye ayrılır...
SAVAŞ AY
Heey Piiişt! Gel gel, Tuzluk tuzluk!..
Özal dönemi...
7 Ağır basıyor
7 Ağır basıyor
Süper Lig kulüplerinden 10'u yabancı sayısının 7 ya da daha fazla...
Hep böyle kal: 86-79
Hep böyle kal: 86-79
Dünya dördüncüsü rakibi karşısında üstün oynayan gençleşmiş Basketbol...
Irak savaşına bugün için 'evet' demeyiz
Alman Bild gazetesine konuşan Başbakan, "Irak'ta kitle imha...
CHP'yi kapatılmaktan Ecevit kurtaracak
Bülent Ecevit, başbakanlığı döneminde çıkardığı yasa ile, eski...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.