  |
|
Hayalleri gerçekleşti
Dönemin Başbakanı Turgut Özal, 1987'de Penta Tekstil'in kurdelesini keserken o da yanıbaşında durmuş makası tutuyordu O makası Başbakan'a uzatan 11 yaşındaki Banu Vargı Tümay büyüdü, hep hayallerini süsleyen Penta Tekstil'in başına geçti.
Banu Vargı Tümay ile KVK binasındaki ofisinde buluştuk. Tümay'ın işi hakkında konuşurken, yaptıkları ürünleri gösterirken gözlerinin içi parlıyordu. İlk röportajı olduğu için heyecanlıydı ama SABAH gazetesinin sorularını tüm içtenliğiyle cevapladı.
* Aile şirketinizde ne zaman çalışmaya başladınız? 1987 senesinde, Penta Tekstil in Turgut Özal tarafından açılışı yapılmıştı, ben daha o zaman 11 yaşındaydım, kurdeleyi kesmesi için makası ben tutuyordum. Penta Tekstil in her zaman hayatımda özel bir yeri oldu, burada çalışmak daima aklımın bir köşesindeydi. İş hayatıma üniversiteden mezun olduğum sene başladım, 6 senedir de burada çalışıyorum. Yönetim Kurulu üyesiyim. Penta Tekstil ağırlıklı olarak ihracat yapıyor, bornoz, havlu ve ev tekstil ürünlerinde ihracatımız var. Üretimimiz Bursa'da gerçekleşiyor, 280 kişinin çalıştığı bir fabrikamız var. Bizim merkez ofisimiz, satış ekibi, lojistik malzeme ve diğer bazı departmanlarımız İstanbul'daki ofisimizde yer alıyor. Uzaktan yönetmenin de zorlukları oluyor ama sık sık Bursa'ya giderek telafi etmeye çalışıyorum.
GENÇ BİR EKİBİZ * Şirkette bir gününüz nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz? Müşterilerimizle görüşmeler oluyor, son zamanlarda ihracat haricinde şirket olarak iç piyasada da önemli bir yer teşkil etmeye başladığımız için, özellikle iç piyasadaki müşterilerimizle yoğun görüşmelerimiz oluyor. Düzenli toplantılarımız var. İç piyasada çok sayıda departman mağazalarla çalışıyoruz, Çarşı, Carrefour, Gima, ve Pabetland, bunların arasında bulunuyor. Sektörde ev tekstili satan çoğu mağaza ile çalışıyoruz. Bunun yanı sıra promosyon havlular üretiyoruz, otellere mal veriyoruz. Yüzde 90 ihracat yapıyoruz, yüzde 10 iç piyasaya yöneldik. Amerika'da ismimizle iş yapıyoruz, 17 senedir çalışmakta olduğumuz Sara Lee firması var, bunun yanında Marks&Spencer, Benetton, Trusardi gibi büyük firmalarla da çalışıyoruz.
* Kurumsallaşmış bir aile şirketi misiniz? Evet, şirketimiz profesyonel yöneticiler tarafından yönetiliyor. Genç bir ekibimiz var burada ve ağırlık bayanlarda.
* Aile fertlerinizle beraber çalışıyor musunuz? Hayır, şirkette aileden bir tek ben varım. Kardeşim var ama daha üniversiteye yeni başlayacak, belki ileride o gelir.
* Genç yaşta profesyonel anlamda bu kadar sorumluluk almanın ne tür zorlukları var? Ben çok memnunum, zaten bir gün buranın başına gelmek hep hayalimdi. Tabi şöyle bir yanı da var bu işin, müşterileriniz tekstil sektörü, fabrika ortamı olduğu için daha büyük beyleri bekliyor olabiliyorlar, başta biraz şaşırtıcı oluyor ama daha sonra birbirimize alışıyoruz.
* İş hayatında genç olmanın yanı sıra bir bayan olmanın zorlukları var mı? Ben iş hayatında artık cinsiyet ayırımı olduğunu düşünmüyorum. Günümüzde birçok sektörde üst düzey konumlarda görev alan bir çok kadın var. Hatta kadınsanız erkeklerle iş yapmak daha bile kolay olabiliyor, örneğin herkes size karşı çok kibar davranıyor. Tekstil sektörü şüphesiz zor bir dönem geçiriyor, gerek yüksek enerji ve işçi maliyetleri gerekse kurların düşük gitmesi, uluslar arası pazarlardan gelen fiyat baskıları tekstil ihracatını önemli ölçüde etkiledi. Ben bu sektöre girdiğimden beri fiyatlar hep düştü, çok etkin bir fiyat baskısı var, özellikle Amerika pazarında. Artık dış piyasada da, iç piyasada da kar marjları çok düşük. Bunun yanında, Çin'in 2005 de Dünya Ticaret Örgütüne girecek olması ve kotaların kalkmasıyla dünyada tekstil ihracatında dengeler değişecek. Daha önce kotaların varlığı ile dengede olan gelişmiş ülkelerin ihracatında da muhakkak ki düşmeler olacak, işsizlikler artacak. Basında sürekli Çin sinyalleri veriliyor, hatta arkadaşlarımız Çin'e fuara gidip gördüler, bizim maliyetlerimizin de altında mal satıyorlar, bu çok büyük bir problem.
YENİLİK PEŞİNDEYİZ Türkiye'nin rekabet avantajı neredeyse kalmadı, umarım bu bir süreçtir. Bu durumda artık markalaşmaya yatırım yapmak, müşteri ilişkilerine daha fazla önem vermek ve katma değerli mallar üretmek önemli oluyor. Piyasada rekabet çok zorlaştığından katma değerli ürünler üretmek şart oldu. Bunları yaparken de biz modaya uygun, kısa zamanda değişebilen tasarımlara önem veriyoruz. Birçok designer arkadaşımızla modayı yakalamaya, ürünlerimizi farklılaştırmaya çalışıyoruz, çünkü fiyatlarda kıran kırana bir mücadele var, hem yurtdışındaki rakiplerimizle hem de iç piyasalardaki rakiplerimizle fiyatlarda çok büyük bir savaşın içerisindeyiz. Dolayısıyla artık ürünü farklılaştırmaya, değişik tasarımlar yapmaya, değişik ürün paketleri sunmaya çalışıyoruz.
* Şirket olarak kendinize koyduğunuz hedef nedir? Şirket olarak yatırım yapmaya devam ediyoruz, fabrika içinde yatırım ve yenilikler yapıyoruz. Ama tekstil sektöründe daha fazla büyümeyi hedeflemiyoruz, bunun yanı sıra daima her türlü tekstil sektörü dışında yeni projeye açığız, yeni iş alanları, yeni sektörler olabilir, bu konuda da araştırmalarımız sürüyor.
Beni görünce çok şaşırıyorlar Banu Vargı Tümay, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu. 1998'da mezun olduktan sonra New York Üniversitesi'nde İşletme programına katıldı. "Tekstil, fabrika ortamı olunca, müşteriler daha büyük beyleri bekliyorlar, beni görünce biraz şaşırıyorlar" diyor. Tümay, iş hayatında kadın erkek ayrımının kalmadığını, hatta kadınların avantajlı olduğunu, herkesin kibar davrandığını söylüyor.
Türk kadını şıktır "Sektörde biri olarak Türk kadını modayı nasıl takip ediyor" sorusunu şöyle yanıtlıyor: "Modayı en çok takip edenlerin arasında. Türk kadını bakımlıdır, giyimine özen gösterir, özellikle iş dünyasında son derece şıktır. Moda artık dergilerden, basından, Fashion TV'den takip edilebiliyor. Ama modayı takip etmek uğruna, değişik olma uğruna insanın kendinden vazgeçmemesi lazım, bence burada en önemli nokta bakımlı olmak ve kendine yakışanı giymektir."
Didem özkan İÇÖZ
|