|
|
|
|
|
|
Reklamlar bıktırdı mı?
Her yerde karşımıza çıkan reklamlar birçok tüketiciyi üründen soğutuyor. Yapılan araştırmalar reklamı fazla yapılan bir markanın sevilme oranının düştüğünü gösteriyor
Otobüslerin üzerinde, bir helikopterin arkasında, bindiğimiz taksinin koltuğunda, hatta gittiğimiz bardaki pisuarın ya da klozetin üstünde karşımıza çıkıyorlar. İnternet aracılığıyla e mail kutumuza ya da cep telefonumuzun ekranına düşüyorlar. Kısacası reklamlar çok uzun zamandan beri sadece televizyon, radyo, gazete ve bilboardlarla yetinmez oldu, artık hayatımızın her alanında ve anında bizimle birlikte. Pazarlamacılar çok uzun zamandır tüketicilere ulaşabilmenin farklı yollarını arıyor. Göndericisini hiç tanımadığımız ve her gün bir yenisi gelen mailler bizi daha zengin yapmayı ya da seks hayatımızı muhteşem kılmayı vadediyor. Filmlerde ve dizilerde oyuncuların elinde tuttukları fincanlar ya da bazı sahnelerde karşımıza çıkan ürünler insanların bilinçaltına bazı markaları, ürünleri yerleştirmeyi amaçlıyor. Özellikle Batı ülkelerinde hayatın bir parçası haline gelen bu reklamlar, artık birçok tüketiciyi çileden çıkartmaya başladı. Hatta bazı pazarlamacılar bu çabalarıyla büyük bir tüketici kitlesini kaybetmek üzere olduklarının farkına vardılar bile. Öyle ki artık uzmanlar "Az bazı durumlarda çoktur" ilkesinin benimsenmesi gerektiğini düşünmeye başladı. London Business School Pazarlama Fakültesi'nin üyelerinden Mark Ritson, "Bizim başlıca amacımız her defasında daha dikkat çekici, hatta bazen sinir bozucu yenilikler keşfetmek. Biz karmaşaya karmaşayla karşılık veririz" diyor. Buna rağmen pazarlama sektöründe karmaşaya bir son vermek isteyenlerin sayısı da hızla artıyor. Amerika'nın en büyük pazar araştırma şirketlerinden biri olan Yankelovich Partners'ın geçtiğimiz nisan ayında yaptığı bir araştırmaya katılanların yüzde 65'i, sürekli olarak çok fazla reklam bombardımanına tutulduklarını söylüyor. Katılımcıların yüzde 69'u, kendilerini bu gereksiz tanıtım ve reklamlardan koruyacak bir ürün ya da yöntemle yakından ilgileneceklerini söylerken yüzde 54'ü ise reklam ve pazarlama tekniğiyle satılan hiçbir ürünü almadıklarını belirtiyor. Londra'daki medya pazarlama şirketlerinden Nylon'un ortaklarından Tony Regan, reklamları ve pazarlama tekniklerini görmezden gelen insanlar olduğunu ve bu insanların her geçen gün çevrelerini de etkilediklerini kabul ediyor ama onların reklamlardan etkilenmediklerine inanmadığını söylüyor. İngiltere gibi ekonomisi son derece düzgün olan birkaç ülke dışında Avrupa'da tüketici alışkanlıkları hızla değişmeye başladı. Uzmanlar bu değişikliğin başlıca nedenlerinden birinin de reklamlara ve pazarlama tekniklerine duyulan tepkiler olduğunu söylüyor. Alışveriş alışkanlıklarının değişmesi büyük şirketleri de yakından etkiliyor. New Yorklu araştırma şirketi NOP World'un yöneticilerinden Tom Miller'a göre; dünya çapında 30 bin katılımcıyla yaptıkları araştırma tanınmış birçok markanın sevilme oranının geçtiğimiz yıl 6 iken bu yıl 5.8'e düştüğünü gösteriyor. Bu düşüş markaların tanınırlık oranında da gözleniyor.
Eylem BİLGİÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|