| |
Seçmene selam diye diye
Cemil Çiçek... Adalet Bakanı ve hükümet sözcüsü... Siyasetin de, parlamentonun da kıdemlilerinden... Pazar günü birlikteydik... Bakanlığı süresince yaptıklarını anlattı. "Beğenen olur, beğenmeyen olur" dedi. "Bazılarını eleştirenler çıkar" dedi. "Ama" diye devam etti: - Öyle bir iş yaptım ki... Belki de Bakanlığım sırasında yaptığım en doğru iş.
*** Diğer icraatları için "eleştiriye açık olan... Kimi eleştirilere hak veren" Cemil Çiçek için "en doğru iş, hiç eleştirilmeyecek iş" hangisi? İşte Çiçek'in yanıtı: - Nüfusu küçük pek çok yere adliye teşkilatı kurulmuştu... Hakim, savcı atanmıştı... İstanbul'da bir hakim binlerce dosyayla boğuşurken, küçük yerdeki adliyeye yılda 40 dosya gelmediği oluyordu... Oraları kapattım.
*** Cemil Çiçek: - Türkiye'nin, adalet kavramına bakışı yanlış... Şaşı bakılmış... İstanbul'da, kahveden bozma yer, adliye yapılmış... Üzerine de, "Adalet mülkün temelidir" yazılmış.
Cemil beyden bazı rakamlar: *Tüketici mahkemesinin önünde 7 bin dosya var. *Yılda 200 davaya bakması gereken Ağır Ceza, 700 davaya bakar hale gelmiş. *Asliye mahkemelerinin önüne yılda 3 bin dosya yığılmış. Bunlar "İstanbul İstatistikleri." Ama Anadolu'da "küçük ve sakin bir ilçede" hakim, savcı "neredeyse boş oturuyor."
*** Cemil Çiçek "işte böyle adliyeleri" kapatınca, "Adalet'in her kademesinden" tebrik yağmış. Bakan "tek endişem var" dedi: - Ya bu iş siyaset malzemesi yapılırsa... Anadolu'da "gerçekten huzur içinde ve nüfusu da fevkalade az olan yere" geçmişte ne diye Adliye teşkilatı kurulmuş ki? Nedeni "siyasi." Siyasetçi "bastırmış", Ankara'da "yapmış."
*** Cemil bey: - Ne zaman isterseniz size İstanbul'daki adliyeleri gezdireyim... Dosyalar koridorlarda.... Üç savcı bir odaya sı kışmış... Böyle şey olmaz. Bakan "özellikle İstanbul'u rahatlat- maya çalışıyor." Zira "en büyük sorun İstanbul'da." Çözüme giden yollardan biri de "bazı küçük yerlerdeki adliyelerin kapatılması."
*** Adalet Bakanı ile pazar günü yaptığımız konuşmayı "daha sonra" yazacaktık. Ama dün Meclis'teki manzarayı görünce... "Cemil bey endişe etmekte haklıymış" dedik. Ve bu konuyu "daha fazla bekletmemeye" karar verdik.
*** Adliye teşkilatı kapatılan ilçenin "belediye başkanı, muhtarı, bakkalı, manavı" Meclis'teydi. "Bu manzarayı" daha önce de gördük. Bazı illerde, bazı bakanlıkların "bölge müdürlükleri" kapatıldığında.
"Ey Cemil Çiçek... Babanın dükkanını mı kapatıyorsun" diye efelenip popülizm yapmak mümkün. "Hükümet bazı adliyeleri kapatıp, oradaki esnafın ekmeği ile oynuyor" diye siyaset yapmak da mümkün. Ama "popülizmin" de "böyle siyasetin" de faturası ağır olmuyor mu?
*** Artık herkes bilmeli ki "bu yollardan siyasi rant elde etme dönemi sona erdi." Kimi siyasetçiler, adliye teşkilatı kapanan yerlerdeki seçmene "selam gönderme" yerine, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le konuşsalar ya. "Neden yaptınız" diye.
Sayın Çiçek. Onlar sormasa da siz TBMM kürsüsüne çıkıp, "neden yaptığınızı" anlatmalısınız.
|