| |
|
|
Ahmet Piriştina için
Hayır, tanışmıyorduk. Ama hani insan, bazı tanımadıklarının ölümüne, kimi tanıdıklarının ölümünden daha çok üzülür ya... İşte öyle sarsıldım Ahmet Piriştina'nın hayata veda etmesine... Evet, karşılıklı oturup bir çay içmek kısmet olmadı. Ama ben onun İzmir için harcadığı emeği hep takdir ettim. Nasıl etmem? Örneğin burada, İstanbul'un bir kent müzesine sahip olmamasından yakınıyorum... Pat! İzmir'den mesaj: "Kent müzemizin açılışına bekliyoruz."
İzmir'de kısa sürelerle bulundum. Ama çok severim. Niye? a) Sıcak ve serbest olduğu için. b) Attila İlhan'ın şiirleri yüzünden. c) Türkiye'nin liberal kanadına katkıda bulunduğu için. d) Sabah'ın kökeni orada olduğundan. e) Alsancak-Karşıyaka arasında vapur işlediğinden. f) İzmirli Mustafa Denizli'nin F.Bahçe'yi şampiyon yapan ilk yerli teknik direktör olduğu için. g) Hepsi. Bunlara bir de Ahmet Piriştina'nın "İş yapan, çözüm bulan CHP'li Belediye Başkanı" özelliğini ekleyin. Tablo az çok tamamlanır. Piriştina'yı takdir etmemin bir başka sebebi de o muhteşem 'Kent Kitaplığı' serisi ve 'Kent Kültürü Dergisi'dir. Hiç kuşkum yok: İzmirli'nin kent bilinci, İstanbullular'dan daha yüksek.
Bilkent'ten arkadaşım Orhan Tekelioğlu ile konuştuk telefonda. Sonbahara İzmir Ekonomi Üniversitesi'ne gidiyor. İletişim Fakültesi'nin dekanlığını yapacak. Hemen hayaller kurduk Zevcenur hanımla... Gazlar gideriz İzmir'e... Orhan'a uğrarız. Çeşme'de, Alaçatı'da kalırız. Kordon'dan güneşi batırırken rakı içeriz. Şimdi gene yaparız bunları. Neden olmasın? Ama çaresiz, içimizde bir burukluk, ilk kadehi Piriştina için kaldırırız. Nur içinde yatsın.
|