| |
|
|
Gazetecilik ölmüş!..
Bekir Çiftçi'den "Yılların ötesinden merhaba" diye haber almak ne güzel.. Bekir, Ankara'da bizden yarım kuşak önceki ağabeylerden.. "Gazetecilik ölmüş başlıklı yazını, acınacak halimize gülerek okudum" diyor.. "Gerçekten ölmüş" diyor.. "İki örnek de ben vereyim" diyor.. Milliyet'in artık kapanan Popüler Kültür (Adı da kültür üstelik diye altını çizmiş) ekinde "Mazhar Osman'a taş çıkartacak dolandırıcılık" diye yazmış, Kültürü bol arkadaşımız.. Mazhar Osman, bu ülkede adı ruh doktorluğu ile özdeşleşmiş bir anıt. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin kurucusu.. Yarım bilen muhabirin kast ettiği Sülün Osman adlı dolandırıcı.. "Yazan gençti o devirlere yetişmemişti diyelim. Peki de oturduğu yerden böyle nasıl üfürür o zaman" diyor Bekir.. Hadi o üfürdü, peki adı "Kültür" olan bir dergide bu üfürmeyi kontrol edecek tek ki- şi yok mu?. Hadi etmediler, ertesi hafta Mazhar Osman'ın anısından ve ailesinden özür dilenmez mi?.. "Bu gazeteyi çıkaranlar da mı okumuyorlar, okuyor da farkına mı varmadılar" diyor.. İkinci örnek Haber Türk'te bir açık oturum falan.. "Gazeteci kültür gösterisi yaptı.. 'Eee.. Şair ne demiş hocam. Bütün renkler ayni hızla kirlendi, birincilik siyaha verildi..' Kimse de düzeltmedi.. İthal ile ihraç karıştırılır da siyahla beyaz karıştırılmaz mı?. Bu arada Özdemir Asaf'ın dizelerinin içine edilmiş ne gam?.." Bekir'in yazısından iki paragrafı aynen naklediyorum..
*** Benim de gazetecilikte ilk hocalarımdan biri Cihat Baban'dır.. İlk dersi iki cümleden ibaretti: "Okuyucu eşektir. Okuyucu asla eşek değildir." ...Okuyucu sanki eşekmiş gibi, her şeyin en kolay anlaşılır biçimde yazılmasını, okuyucunun eşek yerine konulup hiçbir şeyin yutturulmaya kalkışılmamasını, doğruların, sadece doğruların yazılmasını istiyordu. İstemek ne kelime; emrediyordu.
*** Hakkı Devrim'in "Gazeteci ihracına ne dersiniz" sorusuna (Aslında önerisine) "Evet" diyorum; öneriye katılıyorum. "Gelişmiş dünyaya yapabileceğimiz en güçlü yatırım"ın gazeteci ihracı olduğuna inanıyorum. Dünya gazeteciliğini de buradaki seviyeye indirmenin en geçerli yöntemi budur..
*** Bekir Ağabey, seni de, o Ankara günlerini de öyle özledim ki..
|