800 milyon dolar garanti peki İstanbul neyi bekliyor?
Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nin kaç milyon dolara mal olduğunu hatırlayanınız olabilir mi bilmiyorum. Ben sizi yormadan hemen söyleyeyim. Lütfi Kırdar, 40 milyon dolara mal oldu. Peki 40 milyon dolar kaç yüz milyon dolar olarak her yıl geri dönüyor dersiniz? Onu da bu işe yıllarını veren bir isimden, Ali Güreli'den öğreniyorum. Ulusal ve uluslarası düzenlenen kongrelerden Lütfi Kırdar, her yıl yaklaşık 400 milyon dolar gelir elde ediyor. Kongre turizminin bir ülkenin tanınmasına ve müthiş gelir elde etmesine ne kadar büyük katkısı olduğunu anlatmaya gerek var mı bilmiyorum. Batılı ülkeler bunun önemini çoktan kavramışlar ki, örneğin geçen yıl Kanada Vancouver kentinde 450 milyon doları sadece bir kongre merkezinin yapılmasına harcamaktan çekinmemiş. Ne de olsa bu merkezden her yıl milyarlarca dolarlık gelir ülkeye akacak. Derdim şu ki koskoca İstanbul'un bir kongre merkezi var, Lütfi Kırdar. Sekiz yıldır bir ikincisi daha olmadı. Oysa dünyada her yıl yüzlerce uluslararası kongre, gitmek istediği aday şehirler arasından seçim yapıp duruyor. İstanbul ise ne yazık ki bu listeye pek giremiyor. Aslında ikinci bir kongre merkezi yapılsın diye Başbakan Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı yaptığı dönemde inşaatına başlanan Sütlüce Kongre Merkezi var. Ama ne yazık ki son 1.5 yıldır bir çivi dahi çakılamıyor. Bilenler bilir. Osmanlı döneminde eski mezbaha olarak kullanılan bina restore edilecek ve yanına eklenecek yeni binaların da katılımıyla Lütfi Kırdar'ın iki katı kapasiteye sahip dev bir kongre merkezi olacaktı. Yatırım da 100 milyon dolara mal olacaktı. Ali Güreli, şimdiye kadar 70 milyon dolar harcandığını, sadece 30 milyon dolar daha harcanmasıyla, 10 bin kişilik bir kongre merkezine kavuşulacağını anlatıyor. Ama işte İstanbul, 30 milyon doları harcayamıyor. Güreli gibi uluslararası kongreleri Türkiye'ye çekmeye çalışanların en büyük sıkıntısı işte bu. İstanbul'u pazarlayabilmeleri için ellerinde İstanbul'a yakışacak kongre merkezleri olsun istiyorlar. Neyse ki İstanbul'un otellerinden yana sorunları yok. Kalite ve kapasite tam da istenene cevap verecek düzeye gelmiş durumda. İstanbul aday kent olsun artık İkon, Setur ve Vizitur şirketleri birleşerek İSEV isminde bir konsoryumun oluşmasına öncülük etmiş. Güreli de bu işin liderliğine soyunmuş. İddia ediyor ki, Sütlüce'nin yapımı bitsin, sadece bu merkezden yılda 800 milyon dolar gelir elde etmek işten bile değil. Tabii atı alan Üsküdar'ı geçiyor. Pek çok dünya kenti şu sıralar, bırakmış 2004'ü, 2006'daki kongreleri kendisine çekmek için lobi yapıyor. Dev kongre merkezlerini görücüye çıkartıyor. "İstanbul'u aday kent yapmamız lazım. Bu da bir tür olimpiyat. Şunu da unutmayın. Bu kongrelere bilim adamları, karar vericiler gelir. Onların ben Türkiye'ye gittim demesi bile reklamın en güzeli. Ne de olsa en güçlü pazarlama tekniği kulaktan kulağadır. Üstelik kongre için gelen normal turistin 4-5 katı fazla para harcar" diyor Güreli. Anlattıklarına bakılırsa, San Fransisko'daki otellerin doluluğunun yüzde 53'ü kongreden geliyor. Tarihi ve kültürel zenginliğe sahip İstanbul'da ise bu oran ne yazık ki yüzde 4. Başka bir şey söylemeye gerek yok sanırım.