| |
Ver gitsin, ne fark eder!
Yirmi yıl önceki Avrupa Kupası ile şimdiki arasında ne fark var sizce? Değişen futbol, oyuncular, rakamlar, kurallar. İki resim arasında onlarca fark sayabilirsiniz. Benim kafama takılan, daha farklı: Sunum... Yani TRT'nin çektirdiği işkence. Neredeyse çeyrek yüzyıl geçmiş ve TRT hala aynı zihniyetle, hala aynı klişelerle ve artık külüstürleşen bir anlatımla devam ediyor. Yirmi yıl geçse yine değişecek gibi de durmuyor. Veya başka bir deyişle maç sunumu ilk keşfedildiğinde nasıl yapılıyorsa TRT de öyle yapıyor. Maç bitiyor ve dünya starlarından biri canlı yayında demeç veriyor. Koskoca TRT teşkilatının bunu simultane Türkçe'ye çevirecek bir tercüman bulundurma derdi yok. Onun yerine değerli spikerin geyiğini çek. Bi'sus Allah aşkına! "Puan ve puanlar için geldik", "bu lig böyle bitmez", "hakemler hakkında konuşmak istemiyorum ama"lardan bir süreliğine kurtulup farklı demeçler duymak istiyor şu dar gelirli. Almanların futbol alemine sunduğu yeni star adayı Lahm'a Real Madrid'le bir ön anlaşma imzaladığı üzerine soru soruluyor. Adamın cevabı: "Bana anca bir ön-ön-ön-ön anlaşma imzalatırlar" Böyle özlü sözler havalarda uçuşuyor ama bunun bir yansıması yok. Bir futbolsever olarak ben Zidane'ın İngiltere maçı sonrası verdiği demeci merak ediyorum. Kimin kaçıncı doğum günü olduğu bilgisi umurumda bile değil. Üç yüz futbolcunun olduğu bir turnuvada hemen hemen her gün birinin doğum günüdür zaten. Hollanda-Almanya maçı ve değerli spiker sürekli Almanların Hollanda'yı sekiz yıldır yenemediğini anlatıyor. Nasıl yani? Bu takımlar senede kaç kere karşılaşıyorlar ki? Hafızam beni yanıltmıyorsa son sekiz yılda oynadıkları resmi bir maç bile yok. Senede beş hazırlık maçı yapmadıklarına göre, ikide bir bu cümleyi kurmanın manası ne? Özensizlik mi dersiniz, vasatlık mı bilemem ama "ver gitsin, ne fark eder" zihniyeti gerçekten bıkkınlık verici. Sadece maç sunumu anlamında değil, birçok konuda kimse kendini geliştirmek için bir çaba sarf etmiyor. Zaman artık çok daha hızlı geçiyor ve insanların merakları, beklentileri de ciddi anlamda farklılaşıyor. Buna ayak uydurmak kimin umurunda? Geçmişte kabul ettirdiğini yıllarca yedirmeye ve bir süre sonra da sokuşturmaya devam edebiyatı bir son bulsun artık. Ve çaba sarf edip kendini geliştirenlerin önü kesilmesin. Naklen yayın ihalesine TRT de girecekmiş. Kazara ihaleyi alırlarsa bir futbolsever olarak çekeceğim acıyı düşünmek bile istemiyorum. Yavaş yavaş acılar içerisinde devlet eliyle öleceğim.
|