Hakan Öge'yi dünya turuna uğurlarken
Geçtiğimiz pazar günü yelkenci dostumuz Hakan Öge, her denizcinin hayalindeki geziyi gerçekleştirmek üzere İstanbul'dan yelken bastı... Hakan, "Sadun Boro"ların, "Haluk Karamanoğlu"ların, "Atasoylar"ın, "Tanıl Tuncer" lerin, "Eralp Akkoyunlu"ların gerçekleştirdikleri dünya seyahatini farklı bir rota izleyerek tamamlayacak. Diş doktoru Öge, Panama Kanalı yerine Macellan Boğazı'ndan geçerek Pasifik'e ulaşacak. Yani iyice güneye inerek dünyanın en tehlikeli sularını geçmeye çalışacak. Atlas dergisinin sponsorluğuyla gerçekleşecek olan serüveni biz de elimizden geldiğince sizlere aksettirmeye çalışacağız. Hakan'ı yolcu etmek için bindiğim DAK-SAR'ın kurtarma botunda çok önemli bir eksiklik dikkatimi çekti. O gün bir Türk denizcisi önemli bir dünya seyahatine çıkıyordu ve onu yolcu etmek için yanında yol alan kimse yoktu. Kimse yoktu derken çekim yapmak için eşlik eden şişme botları söylemiyorum. Şöyle bir manzara bizlere yakışmaz mıydı Allah aşkına:
GİDERKEN DE TEK BAŞINA Ortada Hakan'ın Mardek yatı. Etrafında, arkasında, alay sancaklarıyla donatılmış yüzlerce tekne... Yelkenlisi, balıkçısı, acentası, askeriyesi... Hatta şehir hatları vapuruna binmiş öğrenciler. Bizler böyle coşkuları, böyle gönül birliktelerini ne zaman yaşayabileceğiz? En azından böyle bir tören birçok insanda da denizlere karşı bir merak, bir özenme yaratmaz mıydı? Hakan yelkenini basıp giderken birlikte yelken açan bir tek Sedat Gülçağlayan'ın Oğuzhantoo teknesi vardı. Bir de dostum Haluk Işındağ'- ın folkebotu çalındı gözlerime... Gerisi? Bazıları teknelerinde el sallamakla yetindi, bazıları iskeleye gelip iyi yolculuklar diledi. Toplasan hepsi sadece Setur marinadakilerin onda biri bile değildi. Hakan, İstanbul Yelken'deki denizcilere ve bandoya hiç ulaşamadı. Deniz doldurulmuştu ve derinliğin ne olduğu belli değildi. Maazallah çocuk yola çıkmadan karaya oturabilirdi... Bu manzaraya gerçekten çok üzüldüm.
*** Medya her zaman toplumun aynasıdır. Denizle, yelkenle ilgimizin ne olduğunu görmek için gazetelere televizyonlara dikkatlice bakınız. Hangisinde bir şey göreceksiniz? İftihar ederek söylüyorum gazeteler arasında Sabah'ın dışında kimse denize yer vermiyor. Televizyon kurumları arasında bir tek TRT, yıllardır Deniz Magazin adlı bir program yapıyordu. Evet, gecenin bir saatine atıyorlardı, ya da ikinci kanala iteliyorlardı ama yine de bir programımız vardı. Üstelik Deniz Magazin sadece yelken değil denizle ilgili hemen her konuyu işliyordu. Bu açıdan da gerçekten hepimizin göz bebeğiydi. Üzülerek öğrendim. Onu da bitirmişler. Hem de tam denizlerin hareketlendiği, tüm dünyanın gözlerinin ülkemize döndüğü bir sezonda. Önümüzdeki yaz Karadeniz'de başlayıp olimpiyatta bitecek bir Odyssail var.
Ülkemizin önderliğinde Karadeniz Yat Rallisi start alacak. Bodrum'da, Göcek'te Marmaris'te sayısız festivaller, yarışlar düzenlenecek. Türkiye öyle bir merkez oldu ki; sadece içinde bulunduğumuz şu günlerde bile dünya çapında iki organizasyon gerçekleştiriyoruz: V. Deniz Festivali Wow Cup 2004 ve Laser Dünya Şampiyonası... Ve artık TRT bütün bunlara özel bir ilgi gösterip özel bir programda veremeyecek. Ne dersiniz onlar da bu tavırlarıyla "Bizler kara adamıyız. Deniz kültürümüz gelişmemiştir. Ne anlarız denizden menizden" demiş olmuyorlar mı?
|