Yıllık Olağan Kurultay
CHP, son beş yıl içinde olağan ve olağanüstülerle birlikte tam 5 kurultay yaptı. "Bu yıl kurultay olurdu, olmazdı" tartışması sürerken, muhalif hareket de olağanüstü kurultay için imza toplanma sürecini tamamlamak üzereyken, açıklama CHP lideri Deniz Baykal'dan geldi. Baykal, 3 Temmuz günü Olağanüstü Kurultayı toplantıya çağırdı. Sonuçta, adına ister olağan, ister olağanüstü denilsin, CHP bu yılı da kurultaysız geçirmeyecek, "Yıllık olağan kurultayını" gerçekleştirecek. Daha kısa süre öncesine kadar, kurultay toplanması için çağrıda bulunanlara sert tepki gösteren, "Bunlar tabanın sesi değil, bulsunlar yeterli imzayı toplasınlar" diyen Baykal neden bu noktaya geldi? Muhalif milletvekillerine göre; Baykal'ın bu tavrının gerisindeki en önemli neden, olağanüstü kurultayda seçim yapılması amacıyla toplanan imza sayısında yatıyor. Milletvekillerinin iddiasına göre, noterden tasdikli imza sayısı 500'e yaklaştı. 150-160 imza daha bulunduğunda olağanüstü kurultayın seçimli hale gelmesi olanaklı olacaktı. İddialara göre Baykal bunu gördü ve "ön kesme" hareketini başlattı. Söz dinlemezler İlginçlik ise CHP liderinin olağanüstü kurultay çağrısını yaparken açıkladığı iki maddelik gündemde bulunuyor. "Parti içinde söz dinlemez hale gelen bazı milletvekillerinin durumu" ve "Genel Başkana güvenoyu..." Bir genel başkan, güven tazeleme gereğini her zaman duyabilir. Bu geçmişte de siyasal partilerde görülen olağan bir davranış biçimidir. "Söz dinlemez hale gelen milletvekillerinin" durumlarına ilişkin olağanüstü kurultay yapılması ise herhalde dünya siyasal tarihinde ilk kez gerçekleşecek. Oysa, milletvekillerinin partiden ihraçlarını sağlamak için, hem CHP Tüzüğü'nde, hem de Meclis Grup Yönetmeliğinde daha radikal maddeler bulunuyor. Bir milletvekilinin partinin genel siyasetine aykırı davranması veya parti politikası ile ters düşen davranış içinde bulunması halinde, Meclis Grup yönetimi tarafından uyarılmasına olanaklı. Hatta, daha ilerisi Merkez Disiplin Kurulu'na gönderilip, partiden ihraç yolu da açık bulunuyor. Bu yönteme yakın geçmişte birçok parti de başvurdu, milletvekillerinin partilerinden ihracı da sağlandı. Baykal'ın ise olağanüstü kurultay isteyen 30 milletvekili için bu yola gitmesinin başka bir nedeni var. 1979 Ecevit taktiği Bu taktiği, 5-0'lık yenilgi sonrası 1979'da dönemin CHP lideri Bülent Ecevit de uygulamıştı. Ecevit o tarihte olağanüstü kurultay toplayıp güvenoyuna gitmiş ve seçim yenilgisine ilişkin tepkileri bu şekilde gidermeyi başarmıştı. Şimdi, Baykal benzer bir taktiği deniyor. Baykal'ın olağanüstü kurultay çağrısı yaparken en büyük kozu Parti Tüzüğü'nün olağanüstü kurultaya ilişkin 54'üncü maddesinde yatıyor. Madde, kurultay üyelerinin beşte birinin imzası veya Genel Başkan'ın çağrısı ile olağanüstü kurultayın toplanmasına olanak tanıyor. Bununla birlikte, olağanüstü kurultayların ancak çağrı nedeni olan gündem maddelerini görüşebileceğini belirtiyor. Nitekim Baykal da dün çağrısını yaparken, iki maddelik gündem maddesini de belirledi: "Söz dinlemez milletvekillerinin" durumları ve "Genel Başkan'a güvenoyu..." Tüzüğe göre, Olağanüstü Kurultay'ın gündemini değiştirme olanağı da bulunuyor. Bunun için kurultay üyelerinin yarısından bir fazlasının onayına gerek duyuluyor. Ancak, bu da yetmiyor. Maddede aynen şöyle deniliyor: "Olağanüstü kurultay isteminde bulunan kurultay üyeleri sayısı üye tam sayısının salt çoğunluğunu sağlıyor ise, gündeme, güvenoyu ve seçim maddesi konulabilir." Yani, olağanüstü kurultayda seçim yapılabilmesi için önce "kurultay isteminde bulunan tarafta" yer almak gerekiyor. Dolayısıyla, dün Baykal'ın çağrısı ile yapılacak olan olağanüstü kurultayda Genel Başkanlık için bir seçim yapılması, kendisi istemedikçe mümkün değil. CHP'de taktik savaşları böylece yeniden başlıyor. CHP'nin hemen ardından, "veliaht genel başkan adayının" açıklandığı 25 Temmuz'daki DSP kurultayı da dikkate alındığında öyle gözüküyor ki, sonbaharda solda yeni bir siyasal oluşumun ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelecek.
|