| |
Terörün panzehiri sevgi değil mi?
Türkiye için dönüm noktası dersek fazla abartılı bir yorum yapmış olmayız.. 10 yıldır cezaevinde yatan eski DEP milletvekillerinin tahliye edilmesi Türkiye'nin seyir defterini etkileyecek önemli kilometre taşlarından biridir.. Ne tesadüftür ki dört eski milletvekilinin tahliye kararı Kürtçe yayının başladığı güne denk geldi.. Gerçi, Kürtçe yayın biraz dostlar alışverişte görsün havasında ama olsun.. Boşnakça, Arapça ve Çerkezce yayınların arasına sıkıştırılarak sulandırıldı ama her başlangıç, sonunda geri dönüşü olmayan bir başlangıçtır..
Peki bundan sonra ne olur? Eski DEP'liler önce Güneydoğu'ya gider, orada törenlerle karşılanırlar.. Ardından Avrupa'ya geçerek, çeşitli tören ve seminerlere katılırlar, konferanslar verirler.. Her ikisi de Türkiye'nin demokratikleşme süreci açısından önemli bir gelişmedir.. Ankara'yı Brüksel'e yakınlaştıran önemli bir adımdır.. Eski DEP milletvekillerinin serbest bırakılması, PKK'nın yeniden canlanma, taraftar toplama planlarına da darbe vurur.. Gerçi PKK gücünü yitirdi, tabanını kaybetti.. Silahlı çatışmayla, terörle bir yere varılmayacağı, tam tersi yaşamı zehir ettiği görüldü.. Leyla Zana'ların gözaltına alındığı yıllara bakın.. 1994 yılındaki Mardin, Şırnak, Cizre, Nusaybin, Diyarbakır'da manzara bugünkü ile aynı mı? Çift taraflı baskının kalkması, yaşam güvencesinin gelmesi, insanların gece korkusuzca dışarı çıkabilmeleri, yolculuk yapabilmeleri, bölgede büyük bir değişimin yaşanmasına neden oldu.. Silahların susması özgürlüğü.. Özgürlük az da olsa refahı getirdi.. Yeni iş kapıları açtı.. Güneydoğu'da yaşayanlar, yaşam kali- telerini artırmanın yolunun silahtan değil AB'den geçtiğini gördüler.. Eski DEP'lilerin cezaevinden verdiği demeçlere bakarsak onlar da Kandil Dağı ile yollarını ayırmış.. Onlar da tıpkı Güneydo- ğu'da yaşayanlar gibi AB'yi seçmiş.. Devletten aldığı maaş ile teröristlik yapan eski milletvekili Zübeyir Aydar ise savaş çığırtkanlığı yaparak Türkiye'nin AB yolunu tıkama eğiliminde.. Ankara Cezaevi'nden başlayıp Kandil Dağı'na kadar uzanmışken oradaki önemli bir gelişmeye de değinmeden geçmeyelim.. Aydar, Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan'ın örgütten ayrıldığını açıkladı.. Ayrılma gerekçeleri ne biliyor musunuz?
Aşk.. PKK'nın başına geçen Aydar diyor ki, 'Onlar evlendi, şehre indiler, dağda ev ve aile kurulmaz.' Yani terörist olamaz.. Yoksa terörizmin panzehiri sevgi mi? Bir kadına, bir çocuğa sevgi ile bakan bir insan, başka kadını, başka çocuğu gözünü kırpmadan nasıl öldürebilir ki? Sevgi yaşamı fark etmek, ondan zevk almak demek değil mi? Yaşamdan zevk alan bir insan bir başkasının yaşamına son verebilir mi? Yaşamı seven, yaşama asılan bir insan terörist olabilir mi? Anlaşılan Osman Öcalan da sonunda havlu atmış.. Sevginin gücüne sığınmış..
|