|
|
Yılın Annesi?
Biliyorum "Anneler Günü" yarın ama bir gün dahi sabredemedim! Okumuşsunuzdur, fark etmişsinizdir. Geçen yıllarda olduğu gibi yine kimi kurum ve kuruluşlar, ya da şirketler(!) kendilerince karar verdiler; "kendine Müslüman" misali "kendine jüri" oldular! Televizyon dizilerinde endam eden, masa üstünde yazılmış "sanal anne"leri "yılın annesi veya anneleri" seçtiler. Kim bilir, yarın, alkışlar, güller ve törenler eşliğinde, plaket de takdim edilecek, gazeteler ya da ekranlar, bu "muhteşem gece"den söz edecek! "Güler misin ağlar mısın" cinsinden bir vaka daha! Aslında ciddiye alınacak bir durum değil ama "ciddiye alanlar"ı izledikçe. Ödül'ü ciddiye alıp da "oscar" kapmış gibi koşa koşa tören alanına giden, gülücükler dağıtıp açıklamalar yapan "ekran anneleri"ni gördükçe... Ve tüm bu "tuhaf oyun"a kocaman kocaman yer veren sayfa ve ekranlarımıza baktıkça. Bir çift söz etmek elzem hale geliyor! Evet, sahiden tuhaf bir oyun. Tıpkı, şampuancıların, vidacıların, mahalle mekteplerinin, 3250 gazeteciyi "yılın gazetecisi" seçmesi ve bu "seçme"lerden ödül alanların da "hakim" oldukları program ya da haber bültenlerinde, kendilerini "Pulitzer Ödülü" almış havalarında sunması gibi bir durum yani. Yahu, el insaf! Bu oyuna kananlar, bu oyuna alet olanlar! Hâlâ, anlamıyor musunuz? Son yıllarda "halkla ilişkiler" denen "zamane" mesleğin "çıta" değiştirdiğini. Kimi kurum ya da şirketlerin, kendilerinden üç satır söz edilmesi için "şeytan"a dahi pabucunu ters giydirebileceğini! Ve "adam gibi" araştırma yapılarak, ülkenin dört bir tarafı taranarak bulunabilecek bir "örnek anne"nin, yani, isimsiz cisimsiz bir kadıncağızın kimseye yar olmadığının(!!!) bilincinde olarak "kolay yol" seçildiğini. Yani, şöhretli (Pınar Altuğ örneğinde olduğu gibi bazen de anne olmayan) bir "ekran annesi" bulunarak, hem nalına hem mıhına hareket edildiğini. Böylece "vatana, millete, annelere hayırlı bir tören" kisvesi altında "iş"lerini yaptıklarını!!!!
*** Bir de kimi aylık ya da haftalık dergilerimizin meseleye bakışı da bi alem Hep bildik, "anneler günü" röportajları. Harikulade "araştırmacı gazetecilik" örnekleri! Manken Süheyla'nın annesi, kızıyla ne kadar övünse az!! Gecelerin hızlı çapkını Berç'in annesi oğlunu, çocukluğundan bu yana arı sütüyle besliyor! Peynirzadelerin zarif gelini Ayla Hanım, ABD'de eğitimde olan oğlunu çok özlediğini belirterek,"Anneliği hiçbir şeye değişmem" dedi... Hep steril anneler! Tümüyle mutlu, gamsız, kaygısız anneler! Hayatın sillesinnden geçmemiş, tokadını yememiş, güleryüzlü anneler!! Elbette, baştan aşağı karalanalım, paralanalım demiyorum. Ama o kadar da hayattan kopuk olmayalım! Dengeli götürelim, her renkten her kesimden anneleri hatırlayalım, bu ülkenin üçte ikisinde "soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen anneler"den sözaçalım biraz! Çocuğu önünde şiddete uğrayan annelerden, bir günün yarısını vardiyasında, kalanını çocuklarına saçını süpürge etmekle geçiren fedekar, sevgi dolu annelerden de dem vuralım. "Sırtında sopası, karnında sıpası" eksik edilmeyen kadınların ülkesi burası. Bulalım buluşturalım, 17 çocuğuyla ömür törpüleyen annelere de törenler yapalım, onlara hayattan pencereler açalım, yeni kuşaklara örnek olalım. Akraba tecavüzleriyle daha çocuk yaşında "anne" yapılan kızlarımızın sorununa çare olalım.. Törelere, hayatın ağırlıklarına, metropol canavarlıklarına kurban edilen ve genç yaşta yaşlanan, nineleşen annelerden, geçim ve yaşam törpüsü altında sıkışıp kalan, ölüp giden annelerden de örnekler verelim! Öyle törenler, sayfalar ve programlar yapalım ki... Bütün annelere kucak açsın. Bütün anneler kendini bulsun!
|