Gazete müfettişi
Her gazetede bir ombudsman, bir müfettiş olacağına, büyük gazetedeki müfettişinizle bütün gazetelerinizi denetlersiniz. İşte tekelci patron olmanın faydaları. Bundan daha iyi ders olur mu
Efendim, bu ayın 29'unda İstanbul'da Dünya Gazeteler Birliği'nin (WAN) toplantısı var. Üç gün sürecek bu toplantıda dünyanın önde gelen gazetelerinin patron ve yöneticileri basının sorunlarını tartışacak. Bu kurumun adı eskiden "Dünya Gazete Sahipleri Birliğiydi. Ancak tüm dünyada tekelleşme sonucu patron sayısı hızla azalınca yöneticileri de içine almak zorunda kaldı. Yoksa bir elin parmakları kadar üyeyle kalacaktı. Bu da basın özgürlüğünü ve basında rekabeti savunan bir organizasyon için gerçekten utanç verici olurdu. Bildiğiniz gibi basının sorunları saymakla bitmez. Herkes kendince bir sorunu öne çıkarabilir. Basın özgürlüğünü kısıtlayıcı yasalar, çalışanların özlük hakları, basında çalışanların eğitim durumu vs. Mesela benim için Türkiye'de basının önündeki en önemli sorun, serbest rekabet ve tekelleşmedir. Gündemdeki konular Tabii, İstanbul'daki bu toplantı Aydın Doğan'ın himayesinde gerçekleştirildiği için gündemde basında tekelleşme, tekelci patronların rakipleri yok etmesinin nasıl önüne geçileceği gibi konular doğal olarak yok. Arap medyasındaki gelişmeler, dijital yayıncılık, birinci sayfa devrimi gibi zararsız konular var. Patronlarla çalışanların bir araya geldiği bir organizasyonun suya sabuna dokunan konulara girmesi zaten çok fazla beklenmemeli. Hele toplantıya evsahipliği yapan bir patronu sıkıntıya sokacak konuları gündeme almak organizasyonun sonunu getirebilir. Bu toplantıda Doğan Ailesi, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinde yaptıkları işi, dünya patronları ve yöneticileri önünde yapacaklar. Sayın Doğan'ın kızları, Amerika, Avrupa, Afrika ve Asya'dan gelen 30-40 yılın patronlarına tiraj sorununu nasıl aştıklarını kendi başarı örnekleriyle anlatacaklar. Özellikle Amerika ve Avrupalı gazete patron ve yöneticilerinin bu hanımların engin tecrübelerinden öğreneceği çok şey var. Ne de olsa, onlar babadan gazeteciler. Ancak, dünya medyasının Aydın Doğan'dan öğreneceği çok daha önemli bir şey var: Gazete müfettişliği. Bir kısmınız okumuşsunuzdur. Ben Amerika'dayken Milliyet çarşaflı bir kadınla ilgili bir haber yapmış. Haberi Hürriyet de kullanmış ama Milliyet'in versiyonu biraz daha sertmiş ve birkaç gün devam etmiş. Yeni Şafak da bu haberin doğruluğunu sorgulamış. Bunun üzerine Aydın Doğan da gazetesinden bu haberin doğruluğunu araştırmasını istemiş. Ancak bunu, haberi manşete çıkaran Milliyet'ten istememiş. Doğan Medya Grubu Başkan Yardımcısı ve Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ten istemiş. O da ismini saklı tuttuğu ama çok güvendiği bir müfettişi olay yerine göndermiş, sonra da müfettişin raporunu grafiklerle süsleyerek köşesinde yayınlamış. Tekelci patrona fırsat Bu müthiş bir olay. Özellikle birden fazla gazetesi olan patronlar için bulunmaz bir nimet. Düşünsenize Knight zincirini veya Chicago Times'ı. Bu olay, bu gazetelerin patronları için bulunmaz bir fırsat. Daha küçük tirajlı gazeteniz güvenilirliğinden emin olmadığınız bir haber mi yaptı, hemen büyük tirajlı gazete yöneticisini arar, bir müfettiş görevlendirmesini istersiniz. Her gazetede bir ombudsman, bir müfettiş olacağına, büyük gazetedeki müfettişinizle bütün gazetelerinizi denetlersiniz. İşte tekelci patron olmanın faydaları. Bundan daha iyi ders olur mu!
|