İktidar, sandalye sayısı ve toplumsal uzlaşma
Hükümet başa geldiğinden bu yana AB ve Kıbrıs konularında oluşan toplumsal mutabakatla çok sıkıntı çekmedi. Ekonomi de IMF ile ilişkilere bağlı. Asıl kriz YÖK tasarısı ile patladı. Uzlaşma aranmadan harekete geçilmesi gerilim yarattı. Ve bu ortamda asıl ihtiyaç, geniş çaplı bir YÖK tasarısı ile ilkokul sonrası seçmeli din eğitimidir.
AKP iktidarı ikinci yılını doldurmaya yaklaşıyor. Bu iki yıllık dönemin nasıl geçtiğine şöyle bir bakarsak, toplumsal uzlaşma ve kamuoyu desteğinin önemini daha iyi görürüz. Hukuk alanında Avrupa Birliği müktesebatı ile uyumu hedefleyen geniş çaplı reformlar, sonuçlarının çarpıcılığına rağmen herhangi bir rahatsızlık yaratmadan Meclis'ten geçirildi. AKP bu reformların Meclis'ten geçirilmesinde büyük bir sıkıntı çekmedi, çünkü arkasında toplumun geniş yığınlarının desteği vardı. Üstelik bu desteği AKP yaratmadı. Bu destek kendinden önceki iktidarların çabaları, basının desteği ile oluştu. Aynı başarı Kıbrıs konusunda da yakalandı. Türkiye kamuoyu bitip tükenmek bilmeyen Kıbrıs tartışmalarından yorulmuştu, medya çözümden yanaydı, çözüme karşı güçlü bir muhalefet oluşamadı. Kıbrıs gibi kritik görünen bir konu bile rahatlıkla bir başka aşamaya taşındı. Çünkü çözüm yönünde bir kamuoyu oluşmuştu. Günlük yaşam öne çıkacak Bu başarıların AKP'nin Meclis'teki sandalye sayısıyla ilgisi yoktu. Burada önemli olan sayı değil, iktidarın aldığı karara toplumun geniş kesimlerinin destek vermesiydi. İktidarda ikinci yılını dolduran bir parti olarak AKP'nin asıl sıkıntısı ekonomi alanında elbette. İktidarın burada politika belirleme yetkisi sınırlı.. Enflasyonun düşürülmesi AKP'nin değil, IMF'nin programının ve Derviş yasalarının sonucu. Ekonomide son sözü IMF söylüyor. Siz son dönemde "duble yol"dan bahsedildiğini duydunuz mu? Duyamazsınız, çünkü özel idarelerin kaynakları tükendi, bütçede de bunun için bir kaynak yok. Benzer şekilde IMF sınırlamaları yüzünden kamu yatırım yapamıyor, ekonomi büyümüyor, yeni iş alanları yaratılmıyor. Bu, üçüncü yılına girmekte olan bir iktidar için rahatsızlık verici. Çünkü bu kıştan itibaren seçim saati geriye doğru işlemeye başlayacak ve insanlar AB ile uyumu, Kıbrıs'ı bir kenara bırakıp iktidarın günlük yaşamlarında nasıl bir değişiklik yaptığına bakacak. Bu AKP'nin bugüne kadar olan karnesi. Durum böyle iken ortaya birdenbire YÖK Yasası ve imam-hatipler meselesi atıldı. Bu konuda toplumsal bir uzlaşma aranmadı, kamuoyu oluşturulmadı. Bugün sonuç ne: İktidarla bir hesap içinde olan toplum kesimleri "İrtica geliyor" öcüsünü ortaya sürdü, YÖK'e karşı olan kesimler bile iktidarın karşısına geçti, imam-hatipliler irticanın ajanları gibi lanse edilmeye başlandı. Gerilimin düşürülmesi gerek Öncelikle altını çizmek gerekir ki, bir devletin kendi kurumlarında yetişen insanlara bir başka ideolojinin ajanları gözüyle bakması son derece yanlış ve çarpık bir bakış açısıdır. O okullarda okuyan çocukların devlet için motor teknik lisesi veya Anadolu lisesinde okuyan çocuklardan bir farkı olamaz. Olursa, o toplumun kurgusunda yanlışlar olduğu kabul edilmelidir. Aynı biçimde imam-hatip mezunlarının başka meslekler edinmesine karşı çıkanlar, bu okul mezunu birinin başbakanlığını da içlerine sindiremiyor demektir ki, bu da anti-demokratik bir tavırdır. Bu, meselenin bir yönü. Meselenin bir de uluslararası gelişmeler, İslam'la ilişkilendirilen terörün yükselişi, Suudi ideolojisinin yayılma çabaları gibi farklı yönleri var. Toplumun etkin bazı kesimleri de bu gidişattan rahatsız, geleceğe ilişkin bazı korkuları var. Siyasi iktidarın toplumun umutları kadar gerilim noktalarını da dikkate alması gerekir. Bunu yapmazsa, sürekli gerilim yaratmak durumunda kalır. Bugün Türkiye'nin ve dünyanın en güçlü patronları bile şirketlerini, yöneticilerini ve çalışanlarını ikna ederek yönetiyor. Siyasi iktidar, böyle bir tavrın dışında kalamaz. Gerilim öncelikle iktidarı yıpratır. Türkiye'nin içine girdiği bu ortamda asıl ihtiyacı geniş çaplı bir YÖK reformu ve ilköğretim sonrası seçmeli din eğitimidir. Bu hem gerilimi önleyecek, hem de insanların çocuklarının din eğitimi konusundaki sıkıntılarını giderecektir.
|