kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ahmet Hakan Coskun @ SABAH
 

Kabineden çizgiler

En başta uyarayım: Bu bir "çok yakında kabine değişikliği gündeme gelecek, başarısız bakanlar gidecek" yazısı değildir. Yaptığım sadece ve sadece "yoğurt yiyişleri az buçuk belli olan" yiğitlere dair küçük izlenimler aktarmaktan ibaret. Siz buna bir tür "performans değerlendirmesi" de diyebilirsiniz:

*ABDÜLLATİF ŞENER: Ekonomiye dair mevzuların soğuk ve katı disiplininden bıkmış olacak ki son zamanlarda farklı eğilimler içine girmeye başladı. Önce Ahmet Arif'ten "33 Kur- şun" adlı şiiri okudu. Ardından espri yapma yeteneği açısından Cem Yılmaz'dan hiç de aşağı kalmadığını kanıtladı. Ve son olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı'na Kürtçe "Seni seviyorum" dedi.. Bu arada Fransızca'dan Arapça'ya bir çok dilde "Seni seviyorum" demeyi öğrendiğini de kanıtladı. Biraz daha gayret etse, ekonominin bir başka patronu Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın tahtını sallayabilir ve "En renkli bakanlar, en renksiz alandan çıkıyor" şeklinde bir yargının oluşmasına katkıda bulunabilir..

* BEŞİR ATALAY: Bu kabinenin "sakin güç"ü de Beşir Hoca oldu.. Veriye dayalı iyi bir hazırlık, bilimsel çalışma ve hem uhulet, hem suhulet.. İşin özeti bu.. Basın Kanunu gibi hükümetin başını ağrıtması muhtemel alengirli mevzuyu işte bu yöntemle halletti. Aynı yöntem RTÜK ve özel televizyonlar için de geçerli. Müşkülpesentlikleriyle meşhur televizyon yöneticileri kendisinden müthiş memnun. Herhalde hükümetin ilk günlerinde kendisini tanımadan hakkında atıp tutanlar şimdi mahcuptur.

* HÜSEYİN ÇELİK: En son onu "kaybedenler" listesine almıştım ama daha önce de yazdığım gibi pişmanım. Karşı taraftakilerin "gerilmek" için her fırsatı nasıl da kolladıklarını pek hesaba katmamışım. Ama şimdi onun her şeye rağmen süreci iyi yönettiğini düşünüyorum. Ve yine şimdi fark ediyorum ki YÖK Yasası'yla ilgili atılması gereken adımı kim atarsa atsın, karşı tarafın gerilim çıkarması mukadderdi. Tartışmalarda kullandığı olgun üslupla, akılcı yaklaşımlarıyla ve zaman zaman yaptığı ince dokundurmalarla bence onun varlığı, sürecin daha kolay atlatılmasına neden oldu.

* ALİ COŞKUN: En son Romanya gezisinde heyetler arası görüşmeler sürerken Erdoğan'ın mikrofonunu açmaya çalışırken kolu su bardağına çarptı ve olanlar oldu. Su bardağı, Erdoğan'ın kahve fincanını devirdi. Ortaya çıkan gürültü, heyetteki tüm üyelerin dikkatini çekti ama iki taraftaki heyet üyeleri de hiçbir şey yokmuş gibi yaptı. Bu talihsiz kazanın ardından Erdoğan'ın kazaya kurban giden kahvesiyle kendi kahvesini değiştirerek durumu biraz olsun kurtaran Bakan'a "geçmiş olsun" diyoruz..

* ALİ BABACAN: Politikaya ilk başladığı gün bende bıraktığı izlenim şuydu: Tek düze bir anlatım ve tartışmaya kapalı bir donanım. Geçen gün Dünya Bankası Başkanı'yla yaptığı basın toplantısındaki uzun konuşmasını baştan sona dinledim. O tek düze anlatıma ve tartışmaya kapalı donanıma bu kez dikkat çekici bir özgüven eklediğini fark ettim. Renk olayı mı? Çocuğuyla geçirdiği hafta sonu tatillerinde giydiği spor giysilerin kırmızısından başka aklıma bir şey gelmiyor..

* ZEKİ ERGEZEN: Yapılan "duble yolları" tanıtırken "Demirel tüm iktidarı boyunca şu kadar yol yaptı, biz iki yıldan az bir sürede onu fersah fersah geçtik" diyerek ne derece polemikçi olduğunu kanıtladı. Bu yönüyle çok sempatik buldum kendisini.. Yine "duble yolları" tanıtırken, "Bir yıl sonra İstanbul'dan yola çıkan bir kişi Adana'ya kadar duble yol kullanacak" şeklinde yaptığı yorumu çok aydınlatıcı buldum. Bu yönüyle de acayip pratik buldum kendisini..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kabineden çizgiler   / 23-05-2004
 Göbek ve çarşaf   / 21-05-2004
 Ben olsaydım hiç istemezdim   / 20-05-2004
 Peki seni kim içine sindirecek?   / 18-05-2004
 Laik nostalji   / 17-05-2004
 Başım belada   / 16-05-2004
 O mektupların yeri çöp sepetidir   / 14-05-2004
 Evet, gerginlik!   / 13-05-2004
 Hop dedik!   / 11-05-2004
 Vücut dilinin sonu budur   / 10-05-2004
ERGUN BABAHAN
Gazete müfettişi
Her gazetede bir ombudsman, bir...
ERDAL ŞAFAK
Ku-de-ta senaryosu
Başlığı meslek büyüğümüz Cüneyt...
AHMET HAKAN COŞKUN
Değinmeler
MELTEM CUMBUL: O gece oturdum yaptığı tüm...
MEHMET BARLAS
Bandırma Vapuru yolcuları, Samsun'dan sonra ne...
REFİK DURBAŞ
Kutsal meslek: Doktorluk
Doktor olarak 112 Acil Sağlık...
SAVAŞ AY
Erman Hoca'ya bombalı mektup!
ERMAN Hoca'yla...
ÖMER LÜTFİ METE
Devlette devamsızlık esastır!
SAKINILAN göze şiş...
Kandırmak yok
Kandırmak yok
"Önce icraat, sonra söz" diyen başkan adayı, "Biz Beşiktaşlılar'a...
Demirören iş başında!
Demirören iş başında!
Anelka ve Wiltord'u bitiren Yıldırım Demirören, dün Matthaeus ile...
Cenaze sahibi Başbakan
Cenaze sahibi Başbakan
Başbakan, sıradan bir vatandaş gibi, 'cenaze sahibi'nin yapması...
Müteahhitin ajandası sırları ortaya çıkardı
Müteahhitin ajandası sırları ortaya çıkardı
Genelkurmay Askeri Başsavcılığı, ihbar üzerine müteahhit Özmen'in...
Aslıcan öldü, katili kim?
Aslıcan öldü, katili kim?
Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu kutlayan bir şehir magandasının...
Güneydoğu'nun Paris'i yoksullukla boğuşuyor
Güneydoğu'nun Paris'i yoksullukla boğuşuyor
Diyarbakır'da yaşayanların yüzde 70'i işsiz. Valilik ve belediyeden...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.