Doğu'nun Sineması
Bir anlamda festivaller başkenti de olan Brüksel'de tanıştım yıllar önce 'Fatih Akın Sineması'yla; "Kısa ve Acısız" filmiyle... Hollywood dışındaki sinemayı da takip etmeye çalışan sinema izleyicisi olarak, Türkiye'ye Metin Erksan'ın "Susuz Yaz" filminden sonra yani 40 yılın ardından "Altın Ayı" ödülü kazandıran Duvara Karşı'dan (Gegen die Wand) ve yönetmen Fatih Akın'dan bahsetmeden yapamazdım. Ama anlamsız fırtınanın dinmesini ve suların durulmasını bekledim. "Abdülhamit Düşerken" filminde karşımıza çıkan Mehmet Kurtuluş'un başrol oynadığı "Kısa ve Acısız"da kendi doğum yeri olan Hamburg'- un arka sokaklarını anlatan 'Fatih Akın Sineması'- nı görmezlikten gelemezdik. Gelemedik de... Maalesef!!! Onun ne Türk olmak umurunda ne Alman olmak ne de başka bir şey... Yaşama sarılmak isteyen ancak nefes alacak bir yer bulamayan, hayata da ölüme de ait olamayan iki insanın öyküsünü taşıdı Duvara Karşı'yla beyazperdeye. Fatih Akın, karısını kaybettiği için çok acı çeken ve alkolde bile teselli bulamayınca arabasını gözünü kırpmadan duvara karşı süren Cahit (Birol Ünel) ile ailesinin namus baskısına, özgürlüğünü kısıtlamasına dayanamayıp, rahat bırakılmak umuduyla bileklerini kesen Sibel'in (Sibel Kekilli) öyküsünü anlatıyor bizlere.
HOLLYWOOD'DAN TÜRKİYE'YE Yeşilçam sinemasını izleyerek büyüyen, kendini bir dönem Hollywood'a kaptırdıktan sonra hazine bulmuşcasına tekrar Türk sinemasına dönen Fatih Akın, "Duvara Karşı beş yıldır üzerinde çalıştığım bir proje. Pek çok şeyi içine katmaya çalıştık; bu film bence bir 'punk opera'. Türk ve Alman sinemalarının nasıl bir araya gelebileceğine dair güzel bir örnek. Pek çok sinemanın etkisini taşıyor, Fassbinder, Wenders, Turgul, Akar, Güney sinemasından izler olduğunu söyleyebilirim. Müzik olarak da hem Alman punk müziği hem de Türk arabesk müziği var. Punk ve arabeskin ortak noktası kendini parçalama, yok etme güdüsü, bu anlamda da iki ayrı akıntıyı bir araya getiriyor. Duvara Karşı, bende her şeyi değiştirdi; Kısa ve Acısız'dan Solino'ya tüm filmlerimden kaynaklanan ve dolayısıyla tümüne bir tepki olarak sayabileceğim bir film" diye tanımlıyor, filmini fırtınalar kopmadan önce Murat Güneş ve Serdar Kökçeoğlu'na verdiği röportajında. "Batı sineması her şeye tok bir sinema, tok toplumların sineması. Kimsenin derdi yok, sorunları yok! Gerçek sinema hep bir karşı çıkıştır, meydan okumadır. Baskıya karşı hareketler, politik tavırlar, bunları bugün gerçek anlamda ancak Doğu'dan bekleyebiliriz" diyen Akın, sinemanın Doğu'dan yükseleceğini söylüyor. Doğu'da her yeninin doğumu çok sancılı olur. "Duvara Karşı"da büyük sancılarla doğdu.
|