Şanslılar Kenti
En büyük aşkınızla New York'ta şans eseri karşılaşıp hiç beklemediğiniz tesadüfler yaşayabilirsiniz
New York'ta şöyle hoşluklar da olur zaman zaman. Geçenlerde Union Square'de bir randevuma yetişmek için metrodan çıkıp 14'üncü sokakta acele adımlarla yürürken, birden yağmur başladı. Islanmamak için elimdeki tabloid gazete New York Post'u şemsiye niyetine kafama tutarak yürümeye devam ettim. Gazetenin ucuz mürekkebi sayesinde Martha Steward davasıyla ilgili sansasyonel haberler, fotokopi gibi kafama akıyordu. Tam o sırada benimle aynı hizada yürüyen bir bey "Hanımefendi ister inanın ister inanmayın ama bu dükkanda bir dolara şemsiye satıyorlar" diyerek biraz ilerde vitrininde "Her şey 99 cent" yazan ucuzcu dükkanı gösterdi. Bir an tereddüt ettim. Ama daha sonra Ayliz'la randevuma zaten fazlasıyla geç kalmış olduğumu hatırlayarak, genç adama teşekkür ederek yoluma devam ettim. Birkaç dakika sonra arkamda koşan ayak sesleri ve bir ses "Afedersiniz, bir dakika" dedi. Dönüp baktım, aynı çocuk "Buyrun, lütfen bunu kabul edin" diyerek elime bir şemsiye (ve tabii kendi kartını) tutuşturdu.
KABALIKLARI MEŞHUR New York işte hem olmadık zorluklar hem de beklenmedik hoşlukların vatanıdır. Dükkan ve lokantalarda New Yorklular'ın kabalıkları, dünyanın herhangi bir şehrine parmak ısırtacak cinstendir. New Yorklular yüksek sesle konuşur. İtiş kakış, indirim olan dükkanlara saldırma, kuyruğun önüne geçmeye çalışanlara hakaret yağdırma gibi şeyleri pek severler. Bazen de dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz hoşluk ve şefkati de bu şehirde bulabilirsiniz. Arkadaşlar tiyatro biletleri alır, yabancılar metroda okuduğunuz kitabı övmeye başlar, şehir sakinleri yolunu kaybeden turistleri alır gideceği yere götürür. Garsonların tatlılıkları tutar ve 'Son içkiler de benden' derler. Kutu kutu Manhattan evlerinde yaşayanların yılbaşı ve Noel zamanlarında bonkörlükleri tutar, kapıcı ve ev temizlikçilerine bol kepçeden yeni yı bahşişi dağıtırlar. Starbucks kuyruğunda, sinemada, metroda, hiç beklenmedik anlarda yeni dostluklar yeşerir. Bazen de aşk tabii. Fransız arkadaşım Valerie, beş altı yıl önce şu anda evli olduğu kocasıyla metro beklerken tanıştı. John Murphy de halen birlikte oturduğu sevgilisine tren beklerken sohbete başladığı için aşık oldu.
|