Havacılık valilerden kurtarılmalı
Türkiye'de yurtiçi ve yurtdışı trafiğe açık havalimanlarının hepsinde Havalimanı Mülki İdare Amirliği görevini üstlenen bir vali yardımcısı bulunuyor. Anlaşılan merkez valilerin adedi çoğalınca bazılarını kırpıp buralara atıyorlar. Yıllardır sektörü yakından takip eden birisi olarak, bu vali yardımcıları'nın ayak bağından öteye bir görev ifa ettiğini görmüş değilim. Halbuki vali yardımcısı yerine o ilin belediye başkanı'na havalimanlarında bir görev tevdi edilse, daha sağlıklı olacak. İş üretip havalimanının sorunlarına çare bulmasına imkan sağlanacağı gibi yapıp / yapmadıklarıyla ilgili olarak hesap sorulacak bir adres ortaya çıkacaktır. Şimdi, geçen hafta pasaport kuyruklarını yazdık, Atatürk Havalimanı Valisi'nden ilginç bir cevap aldık. Kesinlikle haklılar, yanlış yapmazlar, bizim yazdıklarımızdan nem dahi kapmazlar. Tam vali muhabbetini kapatmıştık ki, arkasından Antalya Havalimanı Valisi sahne aldı. Onun istek ve talepleri daha orijinal. En azından İçişleri ve Ulaştırma Bakanlığı müsteşarlarının imzaladıkları Milli Sivil Havacılık Güvenlik Programı ve Kurulu'nun kararları çerçevesinde şekillenmiş. Eğer havacılık, ucuna milli sıfatı takılmış ifadelerle, devlet zihniyetinin en hantal yapısıyla idare edilecekse, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ne güne duruyor? Bir işi havale edin, bir ayda olacak şeyi size 15 ayda teslim etsinler. Ya da oldu olacak, adına askeri havacılık diyelim emir / komuta zinciriyle her şey idare olsun. Antalya'da, Havalimanı Mülki İdare Amiri Hüsnü Akdeşir'in başkanlığında 10 Mart 2004'te Milli Sivil Havacılık Güvenlik Kurulu Toplantısı yapılmış. Çıkan karar şu; Tüm şirketler, direkt genel müdüre bağlı 'Güvenlik Sorumlusu' başkanlığında yapılanmaya gitmek zorunda. Bunun için kadro kurulacak, eleman alınacak, havayolları ve yer hizmetleri şirketleri daha güvenli hale gelecek. Vali, emniyet müdürleri ve çalışanları da ense yapacak. Benim anladığım bu. Üstelik, böylesine yeni bir güvenlik birim dayatılırken, Chicago Sözleşmesi, Dünya Sivil Havacılık Örgütü'nün (ICAO) çeşitli dokümanları, İkili Hava Ulaştırma Anlaşmaları gibi dayanaklar da unutulmamış. Çeşitli yabancı anlaşmalara atıf yaparak şirketlere deniyor ki, dışarıda bir sürü insan boş geziyor, alın bunları eğitin ve güvenlik elemanı yapıp, istihdam oluşturun. Hadisenin özeti bu. Madem bu kadar uğraşıp, alınan kararlara yabancı sözleşmelerden, anlaşmalardan kılıf bulundu, Havalimanı Mülki İdare Amiri'nin Chicago Sözleşmesi'nin hangi maddesine göre uçakların seyir alanına girdiğini izah ederseniz, bende kendime bir koruma bulacağım. Tüm havalimanı valilerine muhabettlerimle...
|