|
|
Ne kadar övünsek az...
Öyle tahmin ediyorum ki, bu büyük başarı; Batı insanının gözünde Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin hızlanmasına ve Olimpiyatlar'ın Türkiye'de yapılmasına olanak tanıyacak yeni bir bakış açısı yaratmıştır
BİR Türk olarak, çalıştık, güvendik ve şimdi "övünme" zamanı... İlk kez ülkemizde gerçekleştirilen "Eurovision Finali" ile organizasyona katılan tüm ülkelerden "12 tam puan" aldık. Bir dönem Eurovision merkezine puan yollamak için canlı telefon bağlantısı yapmakta bile zorlanan Türkiye için 2004 Eurovision Finali adeta bir "devrim" niteliğindeydi. Hem perşembe günü yapılan Yarı Final gecesi, hem de cumartesi gecesi 41 ülkeye canlı olarak yayınlanan Final, tek kelime ile "muhteşem"di. Zaten puanlama için bağlanan ülkelerin sunucuları da ilk söz olarak "Bu muhteşem şov için Türkiye'yi yürekten kutlarız" ifadesini kullanarak başarımızı tescil ettiler. Şov gerçekten de son derece görkemliydi. Spor müsabakaları için inşa edilen Abdi İpekçi, muhteşem bir konser salonuna dönüştürülmüştü. Özellikle ışık efektleri ve illüstrasyonlarla desteklenen dekor, son derece etkileyiciydi. Her şarkı için ayrı bir ışık düzeni ve fon görüntüsü kullanıldı. Bu arada üç yıldır Eurovision finalinin rejisini yürüten İsveçli yönetmenin de hakkını teslim etmek gerekli. Türk ekibiyle büyük bir uyum içinde çalıştı ve sanatçıların koreografilerindeki aksiyonların bir tanesini bile atlamadı. Bu arada 2'si staticam ve 2'si robot olmak üzere 16 kamerayla gerçekleştirilen yayın neredeyse kusursuzdu. Özellikle final gecesi Sertab Erener'in helikopter efektiyle sahneye indirilişi, bir zamanların görkemli Hollywood müzikallerini bile gölgede bıraktı. Bu arada Sertab Erener'e, yarışmacıların beklediği odada röportaj yaptırma fikri de akıllıcaydı. Puanlama sırasında kullanılan grafikler de hem şık, hem de son derece fonksiyoneldi. Erkan Mumcu'nun sahneye gelerek birinciye şilt vermesi ise Türkiye'nin organizasyonu "bakan düzeyinde" ciddiye aldığının önemli bir işaretiydi. Bu arada yarışma öncesinde ve sonrasında gerçekleştirilen geziler ve görkemli partiler de yarışmacıların ve yabancı basın mensuplarının Türkiye'den hoş anılarla ayrılmalarına olanak tanıyan etkili halkla ilişkiler faaliyetleri olarak bize artı puanlar kazandırdı. Yarışmada gözüme çarpan en büyük eksiklik ise yarışmacı ülkelerin performansları öncesinde ekrana gelen ve Türkiye'nin tarihituristik güzelliklerini ortaya koyan mini kliplerin üzerinde hangi yörede bulunduklarını belirten bir yazının yer almamasıydı. Örneğin İspanya'nın şarkısı öncesinde ekrana Güney'deki altın kumsallarımız geldi. Ama muhtemelen bunu izleyen bir Hollandalı, buranın İbiza sahilleri mi yoksa pek çok kez adını duyduğu Antalya-Kemer mi olduğu konusunda tereddütte kaldı. Bu minik eksikliğe rağmen TRT ve Türkiye bu zorlu organizasyonun altından başarıyla kalkmasını bildi. Öyle tahmin ediyorum ki, bu büyük başarı; Batı insanının gözünde Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin hızlanmasına ve Olimpiyatlar'ın Türkiye'de yapılmasına olanak tanıyacak yeni bir bakış açısı yaratmıştır. Bu güzelliği ve onuru bizlere yaşatmak adına ter akıtan herkese yürek dolusu teşekkürler...
|