|
|
|
|
|
|
Takının tarihte yolculuğu
Atasay'ın "Yaşayan Anadolu Takıları" projesi için hazırladığı kitap, takının Anadolu topraklarındaki yolculuğunu anlatıyor. Tarihte ilk takılar, Neolitik Devri'nde görülüyor. Madeni işleyerek başlattıkları Kalkolitik Çağ MÖ 5500-3000'de bakırı işlemeyi başarırken, MÖ 3000-2000 yılları arasındaki Eski Tunç Çağı'nın insanları maden sanatının ilk ustaları olarak kayda geçmişler. Bu çağın Anadolu'daki en büyük uygarlığı hiç kuşkusuz Alacahöyük Uygarlığı... Alacahöyük'teki buluntular Anadolu'nun Tunç Çağı'nda kuyumculuğun en ince örneklerini gözler önüne seriyor.
DİNİ MOTİFLERDEN BESLENDİ Doğu Anadolu'da kurulan Urartu Uygarlığı, Anadolu'nun kuyumcuları olarak biliniyor. Uygarlığın en temel koşullarını yerine getiren Urartulu kuyumcular günümüzün kuyumculuğunun hâlâ vazgeçilmez teknikleri olan granülasyon, döküm ve kabartmayı kullanarak eşsiz objeler yapmışlar. M.Ö 7. yüzyılda Lidya Uygarlığı doğdu. Lidyalı kuyumcuların ne kadar usta olduğunu anlamak için meşhur Karun hazinesini hatırlamak yeterli. MÖ 356'da kurulan Hellen Uygarlığı da kuyumculuk sanatına yön vermiş bir uygarlık. Bu dönemde takılar heykel gibi tasarlandı.
Bizans İmparatorluğu ile birlikte Hıristiyanlığı simgeleyen kavramlar takı sanatına girdi. Selçuklular'ın Anadolu'ya gelmesiyle birlikte takı sanatı da farklı bir yön kazandı. Ardından kurulan Osmanlı İmparatorluğu'nda kuyumculuk sanatı sadece takıda değil, silahlar, gündelik eşyalar ve mimarlıkta da kullanılmaya başlandı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|