| |
Bugün 23 Nisan öğretmenim
Türkiye Büyük Millet Meclisi bu hafta öğrencilerle doldu, taştı... Görevliler, öğrencileri gezdirdiler... Öğrenciler, Meclis'te "hatıra fotoğrafı" çektirdiler. atv'nin Ankara Temsilcisi Murat İde ile Meclis koridorlarında dolaşıyorduk. İde cıvıl cıvıl öğrencileri görünce "aaa, çok güzel, tam televizyonluk" diye gülümsedi. Ama "daha sonra dikkatimizi çeken bazı görüntüler" ikizimin de neşesini kaçırdı. Bu görüntü "öğretmenlerin... Özellikle de erkek öğretmenlerin" kılığıydı, kıyafetiydi.
***
Öğretmenlerin kıyafetleri "tertemizdi... Ütülüydü." Fakat "eskiydi... Ayakkabıları çoktan deforme olmuştu... Elbiseleri ütülene, ütülene ayna gibi parlak bir hal almıştı."
***
Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'ı gördük. - Lütfen öğretmenlerimizin kıyafetlerine bir bakar mısınız sayın Bakan? Eski Milli Eğitim Bakanı Toptan "üzgünüm" dedi: - Maalesef öğretmenim fakir... Geçim sıkıntısı çekiyor... Evine ekmek götürmekte zorlanıyor... Üstüne, başına nasıl baksın? Ve devam etti: - Türkiye bir dönüm noktasında... Eğitime daha fazla kaynak ayıracak mıyız, ayırmayacak mıyız?
***
Tarih 1 Mart 1923. Henüz Cumhuriyet kurulmamış. Büyük Atatürk, TBMM'nin "yeni yasama yılı açış konuşması" için, kürsüye çıkıyor: "Efendiler! Öğretmenliğin diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, yavaş yavaş yükselmesi ve kesinlikle rahat bir yaşam sağlayacak bir meslek durumuna getirilmesi gereklidir. Dünyanın her yöresinde öğretmenler topluluğu medeniyetin en özverili ve saygıdeğer üyeleridir." Meclis, "çok doğru" diyerek, Atatürk'ün bu sözlerini alkışlıyor.
***
TBMM, Atatürk'ün "TBMM'yi açış konuşmalarını" kitap haline getirdi. Murat'la, o kitaptan birer tane aldık. Karıştırmaya başladık. Ve Ata'nın "yukarıdaki sözlerine" rastladık.
***
Büyük Atatürk aynı konuşmasında "erdemli ve saygıdeğer öğretmenler" diyor. "Vatanın özverili evlatlarından olan öğretmenler ve profesörler" diye devam ediyor. Gerçekten de "özverililer." Meclis'te öğrencileri için bir o yana, bir bu yana koşuşuyorlar. "Dışarıda" bazen yağmur çiseliyor. "Islanıyorlar."
***
Kitapta "bir yıl öncesine" gittik. Atatürk'ün "1922'de, Meclis'i açış konuşmasına" baktık. "Efendiler" diyor: - Hükümetin en verimli ve önemli görevi eğitim işleridir. O tarihte Türkiye "Kurtuluş Savaşı"yla meşgul. Ama Atatürk'ün kafasında hep "eğitim" var.
***
Sene 1924... Atatürk, Meclis'i açarken "eğitimde başlanan genel ve temel reformlardan" bahsediyor. Sene 1925. Öğretmenleri "yeni nesiller yetiştirmek için yaptıkları çalışmalardan dolayı" övüyor. Ve devam ediyor: - Görev başında onlara söylediğim övgüleri, sizlerin önünde de yeniden belirtmekle övünçlüyüm.
***
Elimizdeki kitabı karıştıra, karıştıra Meclis'in kapısına doğru yürüdük. Bu sırada hala öğrenciler gelmeye devam ediyorlardı. Başlarında, öğretmenleri ile birlikte. Gözlerimizi "öğretmenlerden... Öğretmenlerin üstünden, başından" kaçırmaya çalıştık. Ve ilk kez Meclis'ten bu kadar üzgün ayrıldık.
|