| |
Denktaş ne yapsın?
Cuma akşamı Ankara-Güven Hastanesi'nin önünde siyah bir otomobil durdu... Ve içinden Süleyman Demirel indi... "Gören, duyan" telaşlandı... "Bir şey mi var" diye. Demirel "hayır" yanıtını verdi: - Bir şeyim yok... Check-up yaptırmıştım... Yarım kaldı... Onun tamamlanması için geldim. Check-up başladı. Bu defa doktorlar telaşlandılar. - Beyefendi iyi ki gelmişsiniz... Siz hastasınız, kötü üşütmüşsünüz.
"Ateş" yoktu, "terleme" yoktu. Ama "ciddi bir üşütme" söz konusuydu. "Zatürreeye... Başka bir hastalığa" çevirebilirdi. Demirel'e hemen "yüksek dozda" bir iğne yapıldı. (Antibiyotik) Dün "bir iğne daha."
- Sayın Demirel... Geçmiş olsun. - Teşekkür ederim... Hastaneye kendi ayağımızla gittik... Normal check-up için... Ama yakalandık... İyi ki gitmişiz... Ve tam zamanında gitmişiz. Doktorlar Demirel'e "üç, dört gün daha evden çıkmamasını" söylediler. Zira "üşütme" çok ciddiymiş. - Nerede üşüttünüz? - Bilmiyorum... Hiç farkına varmadım.
Süleyman beye "dostu, kardeşi, yakın arkadaşı" Rauf Denktaş'ı sorduk: - Ne yapsın? - Kim ne yapsın, Denktaş mı? - Evet... İstifası isteniyor... Denktaş ne yapsın? Demirel'in yanıtı: - Deveye sormuşlar... Boynun neden eğri diye... Deve cevap vermiş... Nerem doğru ki... Kıbrıs denkleminde de doğru olan ne?.. Denktaş ne diye istifa edecek?
Süleyman Demirel: - Kırk yıldır çözülmüyordu, çözeceğiz dediler... Haydi, buyrun çözün... Bir olayda çözüm sadece tek tarafın işi değil... Konunun karşı tarafı da olduğunu unutmayın... Ve bir şeyi daha unutmayın. - Neyi? - Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer dedi ki... Davos ve New York kararları burada MGK'da aldığımız karardan çok farklı. - Ama bütün bunlar çözüm içindi. - Peki, çözüldü mü? - Çözülecekti... Rumlar mani oldu. - Önceden bilmiyor muydunuz mani olacaklarını?.. Karşınızdakinin Rumlar olduğunu bilmiyor muydunuz? 40 yıldır çözümü engelleyenin Rumlar olduğunu bilmiyor muydunuz?
Demirel'e göre "Kıbrıs işi bir çoklu denklem." Yani "çok bilinmeyenli." Yine Demirel'e göre "Denktaş bu denklemde en gerilerde olanı." Süleyman bey: - Bir sürü yanlış alt alta... O kadar çok yanlış var ki.
- Efendim, Denktaş ne yapsın? - İki taraf da evet deseydi... İşte o zaman Denktaş çözüme mani oluyor gibi bir mana çıkarılabilirdi. - Ama hayır kampanyası açtı. - Eğer kusuru oysa, tamam... Ama ötekiler de haydi çözsün bakalım... Bak kardeşim bu işte kimsenin, kimseden kalacak yeri yok.
"Hastayı" fazla yormamak lazım. Hastayla "fazla konuşmamak" lazım. - Efendim... Tekrar geçmiş olsun... Ve son defa soralım... Denktaş istifa etmesin mi? - Ben size soruyorum, Denktaş ne diye istifa etsin?.. Hükümetle ters düştü... Burada kimsenin, kimseye söyleyeceği bir şey yok.
"Çoklu denklem" bugün Milli Güvenlik Kurulu'nda ele alınacak. "Bilinmeyeni" gerçekten o kadar çok ki... "Çözüm" zaman alacak.
|