Açık oylama!
G.Saray'ın 29 Şubat'taki mali kongresinde Her Şey G.Saray İçin Platformu'ndan 6 genç üye kulüp tarihinde ilk kez kürsüye çıkıp konuşmuşlardı. Bu, G.Saray'da düşünce devriminin ayak sesleriydi. O kürsüde hep G.Saray'ın büyükleri, ağabeyler konuşurdu. G.Saray'da yaşanan diğer bir ilk, 5 başkan adayının göreve soyunmasıydı. Duayenler, çok adaylı seçime "G.Saray'a yakışmıyor. Birleşin" diyerek tepki koydu. Alp Yalman Mehmet Cansun ile, Turgay Kıran da Özhan Canaydın ile güçlerini birleştirdi.
İki yıl önce halef-selef olan Canaydın ile Cansun arasında rövanş gibi gösterilen seçim aslında genç liseliler ile duayenlerin güç çarpışması olacaktı. Adayların konuşmalarından sonra divan kurulu başkanlığını yapan Oğuz İmregün, "Herkes oyunu kullanabilir" dedi ve koridorlarda yoğun bir kulis başladı. Seçim öncesi anketlerde Cansun öndeydi. Ama iş oy vermeye gelince, iki tarafın da görüşü "Seçim dengede gidiyor" şeklindeydi. Bir ara sohbet ettiğim Celal Erkut bana şöyle dedi:
"Özhan Ağabey, tek girse % 90 kazanırdı. Turgay Kıran ile birleşince şansı % 60'lara indi. Ama G.Saray camiası Lucescu ve Cansun'a gösterdiği vefasızlığı tekrarlamayacaktır. İbre Canaydın'dan yana."
Paravanlar nerede? Cansun'un ekibinden Tuncer Hunca, Eren Talu ve Abdürrahim Albayrak liseye gelenleri kapıda karşılıyor, hal ve hatırlarını soruyorlardı. Canaydın'ın Serdar Eder önderliğindeki kurmayları yine borsa brokerları gibi titiz çalışıyorlardı. Oy atacaklarla tek tek ilgileniyorlardı. Oy atılan yerlerde bir paravanın olmaması ve insanların kimin kime oy attıklarını görmeleri tepkiye de neden oluyordu. Oyunu atan hemen Çiçek Pasajı'na Nevizade'ye koştu. Masalar kuruldu. Balıklar söylendi. Salondaki rekabet dostluğa dönüşmüştü. Herkes birbiriyle şakalaşıyordu. Ne bir kavga, ne bir sataşma vardı. Çünkü onlar Galatasaraylı idi. Hiçbir şeyin dostluğun önüne geçemeyeceğini biliyorlardı.
Saat 15.00'te sandıklar kapanıp Tevfik Fikret Salonu'na getirildiğinde heyecan doruktaydı. Kapıdan giren Cansun'un yönetim kurulundan Jerfi Fıratlı'ya "Seçim ne olur?" diye sordum. Yüzü gülmüyordu. "Canaydın 150-200 oy farkla kazanır. Taraftarın isteğiyle kongrenin isteği farklıymış. Taraftar, % 90'larla Canaydın gitsin diyor. Ama kongre öyle düşünmüyor. Ne yapalım, sağlık olsun!" yanıtın verdi.
Kırmızı atanlara "Neden Canaydın?" diye sordum. Aldığım cevap ilginçti: "Dürüst olduğu için oy attık." Ve çok şaşırdım. Cansun dürüst değil miydi?
|