Gelecek yok
G.Saray, İstanbul Boğazı'nda dümeni kilitlenip, akıntıya kapılmış ve kaderini meçhule terketmiş gemilere benziyor. Rotası yok, heybeti yok, ayakta duracak gücü ise hiç yok. Güvenini ve ruhlarını yitirmiş futbolcuların çeneleri ayaklarından daha fazla çalışıyor. Hagi "Gelecek yıl savaşan bir takım yaratacağım" iddiasında bulunuyor ama eline geçirdiği fırsata rağmen gelecek için adım atmıyor. "Eski tas eski hamam" gibi hedefleri tükenmiş, vizyonları kaybolmuş günü kurtarmak isteyen oyuncularla yola devam ediyor. Sonra da kulübede saçını başını yoluyor. Neden? Çünkü biraz nostalji, biraz da yan yana oynadığı arkadaşlarına vefa duygusundan oluşturdu- ğu takımın mücadele etmediğini, savaşmadığını görüyor. Kendisi sanki sahada top oynuyormuşçasına kulübeden sık sık futbolculara müdahale ediyor. Gitmeleri gereken noktaları ve duran topları kimlerin kullanacağını Hagi belirliyor. Kaptırılan her toptan ve verilen kötü pastan sonra çıldırıyor, parmağını şakağına götürüp "Bunlarda zeka yok" der gibi tepki gösteriyor. Ama Hagi'nin kızmaya hakkı yok çünkü suç kendisinde. Elinde genç ve başarıya aç oyuncular olmasına rağmen doyum noktasına ulaşmış arkadaşları ile G.Saray'ı kaostan çıkarmaya çalışıyor. Ancak yeniçeri ocağına benzeyen Galatasaray futbol ve sonuç olarak çöküş yaşa- maya devam ediyor. G.Saray hızla kan kaybediyor, bir dönem tüm Türkiye'nin alkışladığı sarıkırmızılılar şimdi tribünlerde "Cimbom kümeye" diye alaya alınıyor. Hagi'nin bu takımında gelecek yok. G.Saray 100. yılında yeniden doğmak istiyorsa eskileri atacak, yepyeni bir takım kuracak. Melek gibi hakem Maça gelelim. Yüreğini, kazanma gücünü ortaya koyan taraf Ankaragücü idi. İlk 10 dakikada Hakan Şükür ile Umut gol kaçırma yarışına girdiler. Oyun daha sonra pas hataları yüzünden kördüğüşüne döndü. Ankaragücü alan daraltıyor, G.Saray'ın top yapmasına izin vermiyordu. Fizik güçleri olmadığından G.Saraylı futbolcular kaptırdıkları toplardan, kaybettikleri ikili mücadelelerden sonra hataları kendilerinde arayacağına sürekli hakeme dikleniyordu. Devre biterken Bülent'in Hüseyin'e yaptığı hareket penaltıydı. Ama hakem Hamza Mısır Beşiktaş önünde haksız penaltılarla katledilen G.Saray'a, pozisyona yakın olmasına rağmen penaltıyı vermeyerek torpil geçti. Arif, Ayhan, K.Hakan çok hata yapıyordu. Biz, "Hagi acil değişiklik yapar" diye düşünüyorduk ama yanıldık. G.Saray ikinci yarıya da aynı kadro ile başladı. Ankaragücü önde pres yapmaya başlayınca, G.Saray savunması da bir anda eleğe döndü. Umut'un attığı gol sonrası oyun disiplinini kaybeden G.Saray anlamsız bir sinirliliğe büründü. Hamza Mısır sanki G.Saray'ın koruyucu meleğiydi. Bu sezon çok kritik maçta G.Saray'ın canını yakan Mondragon'un hiç yoktan bir tartış- mayı alevlendirmesi sonucu rakibine attığı yumruğu görmesine rağmen, kırmızı kartını değil sarıyı tercih etti.
|