| |
|
|
Önce beyinde kazanmak..
Şampiyonlar Ligi'nin dört yarı finalistine bakar mısınız?.. Deportivo de la Coruna.. Porto.. Monaco.. Chelsea!.. Soruyorum size Beşiktaş bunların hangisinden daha kötü?.. Hangisini yenemez?.. İçlerinde en pahalı, en iyisi görünen Chelsea'yi hem de Londra'da yenmedi mi?.. Rövanşta ikinci kez yenecekken, kendi takımına değil, hâlâ gözünde büyüttüğü Lazio'ya güvendiği için sahaya en korkak takımı, en korkak taktikle çıkaran teknik direktörü yüzünden kaybetmedi mi?.. Sadece Beşiktaşlılara değil, tüm Türkiye'ye soruyorum.. Bu dört yarı finalisti görünce içiniz "Cızz" etmedi mi?.. Sezon başından beri bağırıyorum.. "Beşiktaş bu Şampiyonlar Ligi'ni alır.." diye.. Başta Beşiktaş'ın Teknik Direktörü olmak üzere yığınlar alay ettiler.. Peki bu ne?. Dikkat buyurun.. Sezon başından beri, tek ama bir tek Beşiktaşlı yetkili, başkandan menecere, teknik direktörden malzemeciye bir tek Beşiktaşlı, buna Beşiktaşlı yazarlar da dahil, Şampiyonlar Ligi hedefinden söz etti mi?.. Böyle bir hedefi kafalara çaktı mı?. Tek başıma bağırdım.. "Deli" dediler.. "Bu takım Real ayarında" dedim.. Teknik Direktör "Real Lazio'dur, Hıncal ne anlar" dedi.. Lazio en evvel elenen takım oldu. Aşağılık kompleksleriyle, büyük hedefleri kafaya koymadan, büyük maçları önce kafada kazanmadan zafere gidilmez.. Porto, Coruna, Monaco, Chelsea!.. Bu dört takıma bakın.. Sonra oturup ağlayın!..
|