Boydak Grubu'nu İstanbul'a taşıyan üçüncü kuşak Bekir Boydak, "Kayseri'de müşteri kamyonu kendisi sarar giderdi, ama burada servis zayıfsa bir hiçsiniz" diyor.
Türkiye 'çekip yatmaya' onlarla alıştı. 80'lerde eli biraz para gören ailelerde, kadınların ilk işi, kocalarını evdeki sedirleri atıp 'çek-yat' almaya ikna etmekti. O zamanlar çek-yat'lar statü sembolüydü. Türkiye'nin ilk 'çek-yat'ını üreten Boydak'lar, yıllar sonra, 2000'lerde bu kez tükettikçe evi kalabalıklaşan ailelere 'baza' satmaya başladı. Yatak odaları, çocuk odaları değişti bu kez, altı dev sandık olan bazalar girdi evlere. 1957'lerde Kayseri'de küçük bir atölyede temelleri atılan Boydak Grubu'nu, memleketten İstanbul'a, üçüncü kuşak üniversiteliler taşıdı.
Çocukluklarını, evin altındaki mağazada geçiren Bekir ve Memduh Boydak, memleketten çıkıp İstanbul'a okumaya geldiklerinde, bir kez ticaret kanlarına işlemiş ya, okulu falan boşlayıp, başladılar araştırmaya. "İşi Anadolu'dan İstanbul'a nasıl taşırız, nasıl Türkiyeli oluruz" diye düşünmeye. Sonra başardılar tabii, Kayserili olup da başarmamak olur mu? Üçüncü kuşak Boydak'ların İstanbul'daki temsilcisi, İstikbal Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak'ın oğlu, 1969 doğumlu Bekir Boydak, "İyi ki de gelmişiz" diyor şimdi.
Kayseri'de çocuklar oyun parkı yerine babalarının dükkanında mı büyür hep? Bir anlamda öyle. Ben 5 yaşındayken evimiz mağazanın üst katındaydı. Biz oyun bilmezdik ki, oyunumuz işti bizim. Dükkanda dura dura pazarlıklara şahit olduk. İlkokulda tadını aldık işin, ortaokulda küçük muhasebe kayıtlarını tutmaya başladık. Sonra üniversiteyi kazanıp İstanbul'a geldim ve buradaki pazarı görünce araştırmaya başladık.
Kayseriden çıkıp İstanbul'a gelen bir genç, üstelik paraya ihtiyacı da yoksa niçin çalışır? Ben Marmara Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü'ne girdim, ama bir süre sonra baktım ki burada iş çok büyük. Biz İç Anadolu'da üreten ve Doğu'ya satan bir firmaydık. 1990'lara kadar Batı bizim gündemimizde yoktu bile. Ağabeyim Memduh ile pazarı araştırdık, önce tek tek ürün satmaya başladık. Konuyu ailemize açtığımızda 'siz önce okulunuzu bitirin' dediler. Ama biz Ben Marmara Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü'ne girdim, ama bir süre sonra baktım ki burada iş çok büyük. Biz İç Anadolu'da üreten ve Doğu'ya satan bir firmaydık. 1990'lara kadar Batı bizim gündemimizde yoktu bile. Ağabeyim Memduh ile pazarı araştırdık, önce tek tek ürün satmaya başladık. Konuyu ailemize açtığımızda 'siz önce okulunuzu bitirin' dediler. Ama biz
İstanbul'da sizi en çok ne şaşırttı? O zamanlar müşteri doğudan Kayseri'ye gelir, malını alır, kamyonunu kendisi sarar giderdi. Orada kral bizdik, burada bir baktık ki müşteri kral. Eskiden malda bir sorun olsa da haberimiz olmaz, zaten müşteri de şikayet etmezdi.
Artık kral olduğunu kabul ettiğiniz müşteriiçin ne yapıyorsunuz? Mobilyada TSE belgesi ve 2 yıl garantiyi ilk biz başlattık. 10 yıla kadar yedek parça garantisi veriyoruz. Yani mobilyayı aldınız, vidası, kumaşı, metali sorun çıkardı, 10 yıl süreyle yedek parça bulabiliyorsunuz. Bunun için ana binamızda 4 bin metrekarelik alanda servis istasyonumuz, 2 bin metrekarede yedek parça depomuz var. Servis için özel bir yazılım oluşturduk. Call center'lardaki çalışanlar bütün gün müşterilerden şikayetleri topluyor, sonra da servis yapıyorlar.