|
Reklamın iyisi kötüsü olmaz
|
|
Hangi reklamın ahlaki olduğu Osmanlı'dan beri gündeme geliyor. Tellallarla ortaya çıkan duyurular reklam ve ilana kadar ilerledi
Osmanlı yayın hayatının hız ve tiraj kazandığı dönemde, reklam ve ilan da aynı şekilde gelişme gösterdi
Mazinin reklamlarına baktıkça gülümsüyor ve geçmişteki tanıtımın ifadesini yeterli buluyoruz.. Hele işin içinde kadın olursa...
Osmanlı sanayi ticaret hayatının geniş kapsamlı örgütlenmediği 1900 öncesi, dükkan ve atölye tabelalarında görünüm, zaman zaman sesli etkileme ve tanıtımın ilk örneği olan "tellal" yöntemi ile ortaya çıkmıştı. Duyurunun "müşteri çekici" unsur olarak reklam ve ilan kapsamında ele alındığı dönem, yayın hayatının genişlik kazandığı yıllardır. Dikkatli bakıldığında Osmanlı yayın hayatının hız ve tiraj kazandığı dönemlerde, reklam ve ilan anlayışının da aynı boyutu kazandığı görülecektir.
Osmanlı döneminin her türlü toplumsal yenileşme hareketlerinin kişilerde meydana getirdiği değişikliklerin yine bu insanlara yansıması zorunluydu: Avrupa ile iç içe olmak giysisinden eşyasına; hatta ilacından yiyeceğine kadar etkilenmek, reklam ve ilan ihtiyacını hızlandırmıştı. Radyonun henüz düğmelerinin çevrilmediği bir dönemde ilan ve reklamların kağıt üzerinde verilmesi gerekiyor ve gazete, dergi, broşür yoluyla sektörler duyuru alanına çıkıyordu.
"Şehbal", döneminin günlük olmayan; ama en etkin yayınlarından biridir. Aydınla yarı aydının, hatta aydın görünmek isteyenin elinden düşürmediği Şehbal, zaman zaman kullandığı kırmızı veya mavi renkleriyle, Avrupa kadınları ve o dönemin Muhterem Zevatı" ile fikir ve haberi birleştiren bir yayın organıdır. Şehbal çok kişinin okuduğu ve elden ele dolaştırdığı bir yayın organıdır. "La Rosa Pompom Parfümleri", Riveris Pudroları" o dönemin çekici Avrupalı kadınlarının elinde okuyucuya sunulmuştur. Birinci Dünya Savaşı öncesi her ne kadar büyük bir hareketin ve bunalımın günleriyle dolu da insanlar yaşıyor ve yaşamın gereğini yerine getiriyordu. Ekmek fabrikaları ile birlikte tuvalet sabunları yapan atölyelerin ürünleri eksilmemiştir. Makyaj malzemeleri, son model elbiseler, jartiyerler, kilotlar, kremler; sanayi mamülleri kadar aranıyor; envai çeşit sigara dumanı, bir dolu gramofon plağının eşliğinde savrulup duruyordu.
Otomobiller son modeldi. Ernemann sinema makinelerinde "Madam Sarmatoff'un hayalini" seyretmek mümkündü. İstanbul'un ticaret ve sanayi hayatına o dönemde yön veren, mal dolayısıyla tanıtım unsurunu ayakta tutan çok firma vardır. Birinci Dünya Savaşı öncesi mağazaları kundura yapan 3 bin kunduracının varlığı bu "çok" sözüne bir örnek olabilir. Sektörlerin bir bölümü halıcılığı elinde tutan "Şark Halıcılık Kumpanyası" gibi yabancıdır. Küçük çapta makine imalatını yapanların çoğunluğu ise İzmir'deydi. Rankin Kumpanyası ile Rays Biraderler bu sektörün önemli isimleri olmuştu. Elbise, kravat, şapka, gömlek, şemsiye gibi insanın çok yakından ilgilendiği giysi ve aksesuarları Karakaş, Selliyan, Anjeı, Margarit, Sigala, Orozdi ve Hayim Yeşula firmaları üretiyordu. Şekercilikte Hacı Ali Efendi'nin Tahin Fabrikası, Ali Faik Osmanlı Şeker Bonmarşesi, yüksek satımın ve dağıtımın kuruluşları olmuştu.
|