|
|
|
|
|
İtalya'daki hayaller kasabası
|
|
John Steinbeck'e göre gerçek olamayacak kadar güzel bir kasaba Positano... İtalya'nın güney sahillerindeki bu küçük ama güzel kasabada limon bahçeleri her yeri kaplamış. Daracık sokaklarında ancak yürüyerek dolaşmak mümkün
Ancak ayrıldıktan sonra gerçekliğini idrak edebileceğiniz, oradayken gerçek olamayacak kadar güzel bir hayal kasabası.'' Bu sözler yazar John Steinbeck'e ait. 1953 yılında Harpers Bazaar dergisinde Positano'dan böyle bahsediyor. Positano'ya dağlar arasında kıvrılan yollardan geçerek, limon yüklü ağaçları seyrederek vardık. Positano girişinde yol iyice darlaştı, virajlar keskinleşti. Ve birden karşımıza Positano çıktı. Sarp bir tepede kurulan kasaba set set denize iniyor. Tüm evler üst üste konulmuş gibi ve küçücük bir vadi içinde. Arkada heybetli dağlar, hemen önde tam ortada turkuaz işlemeli kubbesi ile kilise ve sahil. Film sahnesi her yer. Kasabanın girişinden itibaren büyük araçların girmesine izin yok, çünkü yollar daracık. Yol tek yön olduğu için bizim gibi otelinizin işaretini kaçırırsanız tüm kasabanın etrafında bir tur atmanız gerekir. İkinci turumuzda öğreniyoruz ki arabamızı merkezde park yerine bırakmamız gerekiyor.
Otelimiz Palazzo Murat'ın olduğu sokağa araba girmiyor. Bagajlar nasıl taşınacak derken konu çözülüyor. Küçük arabaları ile bu servisi veren iki kişi imdadımıza yetişiyor. Palazzo Murat, Positano'nun en gözde butik otellerinden biri. Bahçeye bakan odamıza girip pencereyi açınca balkon ve arkasında Positano manzarası var. Diğer taraftaki camı açınca kilisenin turkuaz kubbesi ve deniz manzarası. İnsan odadan çıkmak istemiyor. Taa ki bahçedeki restoranda mumların yakıldığını görene kadar. Her masanın etrafında ısıtıcılar var, bir de hafif kazak alınca gayet yeterli. Yemekler güzel, havada samimiyet ve sıcaklık var.
Positano'da dolaşırken en hoşuma giden konulardan bir tanesi çok fazla turist olmaması. YÜRÜMEK ŞART Kafileler halinde dolaşan kimse yok ortalıkta ve olmayacak da. Çünkü fazla otel yok, toplam konaklama kapasite 500-600 kişi. Genel olarak otellerin sahibi olan aileler işin başında ve Positanolular mülklerini satmıyor. Kasaba dik bir yamaçta kurulduğu ve daracık sokaklarla bağlandığı için yürümek esas ve genel olarak yokuş aşağı ya da yukarı. Daracık sokakların hepsi sahile çıkıyor. Yol boyu sağlı sollu küçük mağazalar var, ama hiçbirinin önünden geçerken sizi rahatsız edici bir ısrarla alışverişe davet etmiyorlar! Son derece kibarlar. Sıkça rastlanan dükkanların başında limonçello ve seramik satanlar var. Yol boyu gördüğümüz limon ağaçlarından sonra limonçello almak şart oldu tabii.
Tatlı bir içki olan limonçellonun içimi pek rahat ama etkisi çarpıcı. Akşamüstü limonçellomuzu içmek için Hotel La Sirenuse'ü münasip gördük. Positano manzarasının en güzel göründüğü noktada olan otelin restoranı ise hayatımda gördüğüm en romantik restoran. Avizelerde yüzlerce mum, her yer bembeyaz, yer yer yeşillikler ve fonda Positano ışıkları ile gözümün önünde hala. Yaz aylarında terasının çok güzel oduğundan bahsediliyor.
Positano'daki iki günün sonunda Ravello için hareket ettik. Ve seyahatin en önemli kısımlarından biri de bu bir saatlik yolculuk oldu. Güneşli bir günde her bir kıvrımda ayrı bir güzellikle karşılaşarak, bir tarafta pırıltılı deniz manzarası ile o yolu yaşadık. Üstü açık bir araba ile seyahat etmeyi hayal ederken, karşımıza çıkan Aston Martin'i kıskanma derecemi tahmin edersiniz. MANZARA HARİKA Amalfi şehrini on beş - yirmi dakika geçtikten sonra Ravello okları ile dağlara doğru tırmanmaya başladık. On - onbeş dakika sonra Ravello'ya vardık, daracık yollardan sonra bir meydanda durduk çünkü yol bitti. Otelimiz "100 metre ilerde" yazısı ile kocaman kapalı kapının önünde durduk ve içeri girdik. Hotel Palazzo Sasso'nun kapısından içeri girince gördüğüm en sürpriz manzara ile karşılaştım. Tırmandığımız yol bizi arkadan dolaşarak tepeye getirmiş, tabii otelin kapısından girer girmez sahil boyu kıvrılan yollar, deniz, köyler ayaklarınızın altında. Odalarda aynı manzara, itinalı servis, şık dekorasyon bir araya gelince bir gece kalmak hiçbir şeye yetmedi. Tadı damağımda kaldı demek doğru olur.
Ravello köyünün merkezi otelimize beş dakika yürüyüş mesafesinde. Tabii burada da bir yokuş olayı var. Sürekli iniş çıkış. Merkezi geçerek hedefe doğru yürüyüşe devam ettik. Hedef ise günbatımının en güzel olduğu Hotel Villa Cimbrone. 12. yy'dan kalma bir saray olan Villa Cimbrone, İngiliz Lord Grimthorpe'e ait olduğu dönemde Greta Garbo'ya evsahipliği yapmış. Daha sonra Greta Garbo süitinde Hillary Clinton kalmış. Villa Cimbrone'nin bahçesinde birbirinden güzel heykellerle süslü bir terasta gün batımını seyredip son limonçellolarımızı içtik.
POSITANO Hotel Le Sirenuse "https://www.sirenuse.it" www.sirenuse.it Tel : 00 39 089 875 066 440 USD'den itibaren Hotel Palazzo Murat "https://www.palazzomurat.it" www.palazzomurat.it Tel : 00 39 089 875 177 275 USD'den itibaren
RAVELLO Hotel Palazzo Sasso "https://www.palazzosasso.com" www.palazzosasso.com Tel : 00 39 089 818 181 275 USD'den itibaren
|
|
|
|
|
|
|
|
|