|
|
|
|
Kansızlık ve halsizliğe karşı ne yapılabilir?
Sayın Doktor Eren Bey, 25 yaşında bir bayanım. Özel bir okulda beden öğretmeni olarak çalışıyorum. Son bir yıldır giderek artan halsizlik, çarpıntı şikâyetlerim oldu. Dersler sırasında nefes darlığı çekiyordum ve bayılacakmış gibi hissediyordum. Doktora gittim. Yapılan tetkikler sonucu kansızlık olduğu ortaya çıktı; demir eksikliği de varmış. Fakat tedaviye başlayalı altı ay olmasına ve ilaçları düzenli kullanmama rağmen şikâyetlerim geçmedi ve kan seviyem de yeterince yükselmemiş. Acaba reglimin uzun olması kansızlığın sebebi olabilir mi?
Değerli okurum, kansızlık, bizim gibi gelişmekte olan ülke insanlarının bir türlü kurtulamadığı müzmin bir derttir. Kan, içinde farklı tipte hücreleri barındıran bir sıvıdır. Bu hücrelerden en önemlisi ve en fazla bulunanı "alyuvar" da denilen kırmızı kan hücreleridir. Alyuvarların görevi, soluduğumuz oksijeni taşıyarak, vücudun her yerine dağıtmaktır. Oksijen taşıyan bu hücrelerin sayıca az olmasına veya oksijen taşıma yeteneğinin bozuk olmasına kansızlık ya da anemi denir. Kansızlık genellikle kendi başına bir hastalıktan çok, bir başka hastalığın seyri sırasında ortaya çıkan belirtidir ve "kronik" ile "akut" olarak ikiye ayrılabilir. Kronik kansızlık uzun bir süre içinde yavaş yavaş gelişirken, akut kansızlığın ortaya çıkışı çabuktur. Kansızlığın kronik ya da akut oluşu, tanının konulmasında yol göstericidir. Alyuvarların ömrü yüz gün civarındadır; bu da vücuda hiç durmadan yeni kan hücreleri yapma, eskileri yenileme zorunluluğunu getirir. Yetişkinlerde yeni kan, özellikle kemik iliğinde yapılırken buradaki üretim düşüşleri kansızlığın sebepleri arasındadır. Bunun yanında artmış kan kayıpları da önemlidir.Ülkemizde kansızlık toplumun yaklaşık yüzde 15-20'sinde görülürken, kadınlarda erkeklere göre daha sıktır. Başlıca kansızlık sebeplerini sıralayacak olursak;
* Kan kayıpları önemli sebepler arasında yer alır. Yoğun geçen adet kanamaları, mide ülserlerinden olan kanamalar, basur kanamaları kronik kansızlığa neden oluşturan hastalıklardır.
* Demir eksikliği gerek az alıma gerekse aşırı yıkıma bağlı görülebilir. Kemik iliği alyuvarlarda oksijen taşıyan hemoglobini demir olmaksızın yapamaz.
* Kronik hastalıklar hem vücudun depolarını tüketerek hem de yaydıkları toksinlerle, yeni kan yapımını bozarlar. Verem gibi mikrobik veya kanser gibi tüketici hastalıklar başlıcalarıdır.
* Böbrek hastalıkları da sebepler arasında yer alır. Böbrek hastalıkları derken böbreğin kanı temizleme görevini yerine getiremediği hastalıklar kastedilmektedir.
* Gebelik hem yeni bir can için kan ihtiyacının artması nedeni ile, hem de kanın sulanması yüzünden anemi (kansızlık) sebepleri arasında yer alır. Kanda alyuvar oranı azalmıştır.
* Kötü beslenme ve alkolizm kan yapımının yapıtaşları olan demir, folik asit ve B12 vitaminlerinin yeterli alınamaması sebebi ile anemi yapar.
* Bunların yanında, kanama bozuklukları, karaciğer hastalıkları, Talasemi, enzim eksiklikleri, orak hücre, hipotiroidi, toksinler ve genetik hastalıklar seyrek görülen sebepler arasındadır. Değerli okurum henüz sorunuzun cevabını vermediğimin farkındayım. Lütfen bunun için bir yazı daha sabredin. Sağlıkla kalın...
|
|
|
|
|
|
|
|
|