Akıl ve gönül arasındaki tercih
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, göreve geldiği günden bu yana sergilediği tavrını dünkü basın toplantısında da net bir şekilde ortaya koydu. Ilımlı, olumlu üslubunu dün de değiştirmedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Anayasal sınırları içinde kalacağını ve üzerlerinden siyaset yapılmasına olanak tanımayacağını bir kez daha kayda geçirdi. Basın toplantısının ağırlıklı bölümünü oluşturan Kıbrıs konusunda, beklenenin aksine kategorik bir şekilde taraf olmadı. Bununla birlikte Org. Özkök'ün basın toplantısında en dikkat çeken nokta okuduğu metinle daha sonra sorulara verdiği yanıttaki farklılıkta ortaya çıktı. Org. Özkök, 6 sayfalık basın toplantısı metninde, Annan Planı'nın olumsuz taraflarını sıraladı. Bu konuda geleceğe dönük çekincelerini ve kaygılarını dile getirdi. Annan Planı ile ilgili olarak New York görüşmeleri öncesi MGK'da ortaya konulan genel çerçevenin dışına çıkıldığını söylerken, hükümete sert bir eleştiri getirmemeye özen gösterdi. Hatta bu özeni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için söylediği, "Gitsin Ada'da konuşsun" sözleriyle ilgili yaklaşımı sorulduğunda da sergiledi. Bu konuda Başbakan'ın açıklamasının olduğunu belirtirken, diğer yandan Denktaş'a da sahip çıktı. Gönül ve aklın çelişkisi Org. Özkök, yazılı metinde Plan'ın olumsuz yanlarını sıralarken, sorulara yanıt verirken Plan'ın olumlu yanlarını anlattı. Bunu yaparken, olumlu ve olumsuz buldukları yanları neredeyse aynı sayıda sıralamaya da özen gösterdi. Plan'ın birçok yanının da kendilerinin de içinde bulunduğu heyetin girişimleri sonucunda gerçekleştiğini belirtti, buna ilişkin örnekler verdi. Org. Özkök, Plan ile ilgili tutumlarını net bir şekilde ortaya koymadı ancak bir soruya yanıt verirken aslında Plan'ı kabullenmek zorunda olduklarını "Gönül ile aklın çelişkisiyle" yanıtladı. Genelkurmay Başkanı, KKTC'de yapılan seçimlere atıfta bulundu ve Plan ile ilgili tavrını üstü örtülü de olsa net bir şekilde ortaya koydu: "Gönlümüzle aklımızın hiç bu kadar çelişkiye düştüğü olmamıştı. Seçim sonuçları da bunu gösteriyor... Gönlümüz ve aklımız arasında, biz aklın rehberliğini seçmeliyiz. Türkiye olarak aklımızın rehberliğinde gitmek zorundayız." Birçok kişinin beklentisinin aksine, bir diplomat şıklığı içindeki üslubuyla görüşünün ne olduğunu Kıbrıs seçimlerine gönderme yaparak böylece ortaya koydu. Cumhurbaşkanlığı Basın toplantısının Kıbrıs dışındaki bölümünde ise iki nokta vardı. Birincisi Org. Özkök'ün ılımlı bir üslup içinde olduğuna yönelik eleştirilerdi. Birkaç aydır Ankara'da dile getirilen, "Sezer sonrası Cumhurbaşkanı seçilme garantisini hükümetten aldı. Onun için böyle ılımlı davranıyor" dedikodusuna yanıt verdi. Önce ılımlı ve yumuşak üslubuyla ilgili eleştirilere, "Ben sesin gürlüğüne değil, aklın önderliğine itaat etmek isteyen askeri bir nesle komuta ediyorum" diyerek kadife içindeki demir yumruğu gösterdi. Hemen ardından da Cumhurbaşkanlığı önerildiğine ilişkin dedikodulara, "Böyle bir vaat veya teklif getirmeye cür'et edecek birilerinin olduğunu da sanmıyorum" yanıtını verip söylentileri noktaladı. Kara Kuvvetleri Komutanı ile arasının açık olduğuna yönelik söylentilere de Org. Aytaç Yalman'ın adını vermeden kendisine yönelik saldırıları göğüsleyerek yalanladı. Org. Özkök, basın toplantısında sürekli, "Karar Kıbrıs halkının ve TBMM'nindir" dedi. Her iki kesim liderliğinin gönlünde "hayır"cı tutum yatsa da Org. Özkök'ün Kıbrıs'ta tavrı akılcılıktan yanaydı.
|