“Anayasa için referandum”

Adalet ve Kalkınma Partisi, Kıbrıs'ta 24 Nisan'da yapılacak referanduma kadar TBMM'de çok önemli bir yasayı ele alma niyetinde gözükmüyor.
AKP'nin hedefi, bu tarihten sonra Meclis'i bir ay süresince yoğun tempo ile çalıştırıp Anayasa değişikliklerini çıkarmak.
Bunun nedeni; AB'nin haziran ayında yapılacak olan ara zirvesine kadar Kopenhag Kriterleri çerçevesinde geriye kalan Anayasa değişikliklerini gerçekleştirmek. Böylece sonbaharda yayınlanacak AB İlerleme Raporu'na herhangi bir olumsuz ibarenin girmemesini sağlamak.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek de dün bu konudaki niyetlerini açık bir şekilde dile getirdi.
Çiçek, Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu'nun 50 maddelik bir Anayasa değişiklik paketi hazırlayıp kendilerine ilettiğini belirtti. Bunun üzerinde çalışmalarını kısa sürede tamamlayıp, teklif olarak Anayasa paketini Meclis'e getireceklerini söyledi.
Çiçek'e "CHP öteden beri önce dokunulmazlıklar diyor. CHP olmadan mı Anayasa değişiklikleri gerçekleşecek?" sorusunu yönelttik. Hedeflerinin CHP'nin de içinde olduğu bir çalışma ile Anayasa değişikli- ğini gerçekleştirmek olduğunu söyledi.
Bunun için TBMM Başkanı'nın da devreye girerek, uzlaşma komisyonunun çalıştırılmasını beklediklerini vurguladı.
Referandum hesabı
Bu olmadığı takdirde ne yapacakları konusunda ise yol haritalarını şöyle çizdi:
"O zaman yapacak bir şey yok. Geniş kapsamlı bir Anayasa değişikliği olmaz da 10-15 maddelik bir değişiklikle yolumuza devam ederiz. Ancak CHP de daha farklı değişiklikler istiyorsa onu da paketin içine koyarız. Burada önemli olan AB'nin haziran zirvesine kadar bu deği- şiklikleri bitirmemiz."
Bakan Çiçek, bunun için "referandum sürecini de hesaba kattıklarını" belirtti.
Yani, değişikliklerin Meclis'ten doğrudan geçmesini sağlayacak yeterli çoğunluk bulunmaz veya Cumhurbaşkanı'ndan veto yerse, AKP Anayasa değişikliklerini referanduma götürmede kararlı. Hatta, bu değişiklikleri aralık ayında AB ile tam müzakere sürecini başlatmak için "Olmazsa olmaz" olarak görüyor.
Çiçek'in verdiği bilgiye göre, Anayasa paketinin içinde yer almasını hedefledikleri deği- şiklikler de şöyle:
"Askeri üyelerin YÖK ve RTÜK yönetimlerinden çıkarılması, basın, kadın-erkek eşitliği, kanunların milletlerarası sözleşmelerin önüne geçemeyecek olması, idam cezalarının maddelerden tamamen temizlenmesi."
Çiçek, Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkileri de dahil Anayasa'da bu maddeler dışında bir değişiklik düşünmediklerini de kaydetti. Bu durumda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un yaptığı eleştirinin nedeni neydi?
Çiçek, "Bu tartışmalar bizim dışımızda, yargının kendi arasındaki görüş farklılığı" diye başladı ve ekledi:
"Bizim hazırlıklarımız arasında böyle madde yok. Anayasa Mahkemesi'nde de böyle bir çalışmanın olduğundan haberimiz yok. Bu durumda kim Anayasa Mahkemesi'ni siyasallaştırmak istiyor?"
AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa da dünkü sohbetimizde benzer bir yaklaşım gösterdi. Fatsa, "Eğer uzlaşma komisyonu olmazsa, biz belirli maddeleri getiririz" dedi. Anayasa'nın uzlaşmayla değiştiğini anımsatıp, CHP ile bir ortak nokta arayıp aramayacakları sorusuna ise Fatsa'nın yaklaşımı net oldu: "Yapılması gereken değişiklikler var. CHP buna yanaşır veya yanaşmaz. Bizim bekleyecek durumumuz yok, Meclis'e getirir ve geçiririz..."
CHP: Zor geçer
CHP'nin görüşü ise Anayasa değişikliğinin kendileri olmadan Meclis'ten geçmesinin zor olacağı noktasında. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, uzlaşma komisyonlarının çok partili Meclis'ler arasında konsensüsü sağlamak için çalıştırılan bir mekanizma olduğunu söyledi. İki partili bir Meclis'te uzlaşma komisyonuna gerek olmadığını söyledi. Erdoğan'ın siyasi yasağını kaldıran Anayasa değişikliğinde de uzlaşma komisyonu aranmadığını anımsattı.
"Önce dokunulmazlıklarla ilgili maddeler değişir" ısrarlarından geri adım atmayacaklarını da vurguladı.
Öyle görülüyor ki, bir yıldır tartışılmasına rağmen bu kez de geniş kapsamlı bir Anayasa değişikliği gerçekleşmeyecek. Anayasa'ya bir yama daha yapılacak. Daha da ilerisi, yeterli çoğunluk bulunmaz veya Çankaya'dan dönerse, referandum da kaçınılmaz olacak.