|
|
|
|
Babamı eleştiren gençlere kızamam
Serdar Denktaş "Evet de hayır da denmesini isteyemem" dedi
KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş "Evet diyen gençleri haksız bulmuyorum, çünkü babamın gördükleriyle onların gördüğü aynı değil" dedi.
*** Karpuz gibi bölündük
Halk ve siyasilerin referandumda ikiye bölündüğünü söyleyen Serdar Denktaş: AB'yle bütünleşmek isteyenlere nasıl hayır yönlendirmesi yapabilirdik.
Seçmeninin referandum kararını "kendilerine bıraktığı" açıklamasından sonra KKTC Başbakan Yardımcısı ve Demokrat Parti lideri Serdar Denktaş'la makamında görüştük. Partisinden beklentinin "hayır" yönünde olduğunu, ancak ne karar verirlerse versinler tepki alacaklarını belirten Denktaş'ın sorularımıza yanıtları:
* Evlerinden çıkmak zorunda kalacaklara hangi yüzle "evet" de politikası yapabiliriz. Ya da 40 yaş altındaki, AB ve dünyayla bütünleşmek isteyenlere nasıl "hayır" yönlendirmesi yapabilirdik. Başbakan (Mehmet Ali Talat) beni gece saat 02.00 sularında aradı, ona halkı serbest bıraktığımızı söyledim. Evet dememizi bekliyordu ama olmayacağı da belliydi. Öyle bir duruma gelinmiştir ki halk da, partiler de karpuz gibi ikiye bölündü. Yapacak başka birşey bulamadık.
* (DP'nin kararında Rauf Denktaş'ın cumhurbaşkanı ya da baba olarak etkisi oldu mu? sorusuna) Baba olarak kararda etkili olmadı. Baba-oğul olarak her zaman ters düşebiliriz. Ancak 50 yıllık yaşayan bir tarih orada. Onun ortaya koyduğu talep ve istekler bizim parti üzerinde etkili oldu. Ancak o cumhurbaşkanı, ben parti başkanıyım. İkimiz de seçilmişiz, ikimizin de sorumlu olduğu bir taban var. Yine de yıllardır bu "baba-oğul" olayını kıramadık, kıramayacağız da... Gençlerin onu eleştirmesini de haksız görmüyorum. Çünkü gençlerin gördüğü ortamla, onun ortamı çok farklıydı. O yılları ben de yaşamadım, ben de bazı konularda onu anlayamam.
"Korunmaya gerek yok" * İkinci referandum olmaz ya da ancak mevcut planda hiçbir değişiklik olmazsa Rumlar'a ikinci kez yaptırtacaklar. Adı konmamış, mevcut sınırların devam ettiği, daha rahat ticari imkanların oluştuğu, müşterek yatırımlara başlanmış bir ortam düşünüyorum. İki halk arasında güven ortamı oluşursa daha ve gönüllülük yasasına bağlı olarak bir çözüm çalışması olabilir. Olması gereken artık Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik açıdan Türkiye'nin eline bakan durumdan çıkması. 30 yıldır bunu yapamadık. Bu en büyük hatamız.
* Cumhurbaşkanı ile ters düştüğüm bir diğer konu şu: Rum tarafı, ekonomik olarak geliştiği bu ortamda, topla, tüfekle köy basarak bir hareket içine gireceğine inanmıyorum. Artık askeri bir koruma gerekmemekte. Ekonomik ve sosyal alanda üstünlükle ilgili bir uğraşı üzerinde olacaklar. Biz bu girişimleri engelleyecek gerekli olaylar elimizde var mı ona bakarız. Türkiye'den yatırım gelebilecek mi? Eğer Türkiye'nin güçlü işadamları kuzey yerine güneye yatırım yaparsa Kıbrıs Türk ekonomisi açısından büyük yıkım olur. Rum tarafının ana sorunu şu: Yıllarca hepiniz eve döneceksiniz dediler, Annan Planı'yla hepsinin gelemeyeceği ortaya çıktı, bu büyük bir şoktu.
Emre Ergül / KIBRIS
|
|
|
|
|
|
|
|
|