Demokrasi temsili!
Yılda iki kez toplanan... İstanbul gibi büyük bir ilde bile 260 trilyonluk bütçesinin 100'ü okullara, 83'ü ise genel yönetime, 50'si köylere ayrılıp faaliyet alanı sınırlı kalan... Kimsenin tam ne iş yaptığını bilmediği il genel meclisleri için "neden" oy kullanıyoruz, değil mi? Sadece, "genel seçimler"le istatistiksel bir karşılaştırma imkânı olsun diye mi!
*** Belli ki, 1913'te "İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanunu" ile yerleşen il özel idareleri, merkezi yönetimi güçlü ama "komünleri" ile yerel tarihi de çarpıcı Fransa mevzuatının "merkezi-yerel" uzlaşmasından aktarılırken "demokratik" bir birim olarak tasarlanmamıştı. Kanundaki değişiklik ancak 1987'dedir ve her ne kadar "vilayet ahalisinin il düzeyinde temsili"ne ilişkin demokratik bir süreç ise de, başına konan vali ile "il genel meclisleri"nin kontrollü olması istenmişti. Belediyelerin varlığında, "merkez"in uzantısı olsun, çokça da ilin "kırsal" kesimiyle ilgilensin. İstanbul'da bile, "İl Özel İdaresi"nin en çok gurur duyduğu işletme, Beykoz Fidanlığı'dır o yüzden!
*** Buna karşılık, çok tartışılmakta olan... Kimine göre demokrasinin, özellikle yerel demokrasinin önünü açacak... Kimine göre ise, merkezi zayıflatarak, sinsi bir federalizmin taşlarını döşeyecek... Kamu Yönetimi Reformu, il özel idareleri ve il genel meclislerinin de yetkilerini, işlevlerini artırmayı öngörüyor. Nereden baktığınıza, hangi endişelerle yahut beklentilerle yorumladığınıza bağlı olarak, iki saftan birine tutunabilirsiniz elbette. 35 bin üyeye varan belediye meclisleri dışında, bir ildeki tüm seçmenlerin katılımıyla, mesela 32 milyon oyla 3 bin 122 temsilci seçilen il genel meclislerinin de... Adeta "yerel parlamento" gibi çalışmasının; demokrasiyi, katılımcılığı, yerinden yönetim ve "yakından hizmet"i gerçekleştirebileceğini de savunabilirsiniz... SHP-DEHAP'ın birinci olduğu Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Mardin, Şırnak ve Tunceli ile, CHP'nin birinci olduğu İzmir ve Kırklareli, bir de MHP'nin ilk parti çıktığı Mersin dışındaki tüm illerin "genel meclisleri"nde AKP'nin birinci oluşuna bakıp tedirginlik duyanlardan da olabilirsiniz... Ya TBMM dışında, bu tabloyla bu meclislerin de yetkileri artarsa diye.
*** Kanaatim... Mesela İstanbul'daki 212 üyesiyle "yarı TBMM" gibi oluşan bu meclislerin "ne yaptığını bilen" ve "ne yaptığı bilinen" birer yerel demokrasi imkânı olarak kullanılabilmesi. Ancak, seçim sisteminin, merkezi yönetiminkinden de acil biçimde, barajdan, elemeden kurtarılması ve adil bir temsile kavuşturulması. Çünkü, var olan "onda bir" yöntemiyle, sağlıklı bir nispi temsilde o mecliste var olabilecek partiler de eleniyor... Genel seçim barajının ve belediye başkanının tek turda "en çok oy"la seçilmesinin üstüne, bir de yerel temsilin budanması, diğer partilere verilen oyların öndeki partilere yamanması ekleniyor.
*** AKP "şu an için" bu tablodan mutlu olabilir; ancak, belediye ve il genel meclislerinde, hakça temsil sağlanmadan, "yerel demokrasi" üstüne her laf, "salata" olacaktır! Halk doğru temsil edilmeden "temsilciler"in yetkisinin artması, "temsili demokrasi" değil, "demokrasi temsili" olur ancak!
|