Maliye Teftiş Kurulu'nun hazırladığı IMF sonrası model raporunda, Türkiye'den 20 yılda 200 milyar dolar çıktığı için ülkenin kendine güvenini kaybettiği belirtildi.
Yılsonunda sona erecek olan IMF ile stand by anlaşmasının devam edip etmeyeceği konuşulurken, hükümetin yeni bir yol haritası için hazırlık yaptığı ortaya çıktı. Maliye Teftiş Kurulu'nun hükümetin isteğiyle hazırladığı IMF sonrası alternatif model raporunda, IMF'nin devlet içerisinde devlet konumuna geldiği belirtildi. Raporda, son yılda Türkiye'den yurtdışına kaynak transferinin 200 milyar dolara ulaştığı belirtildi. Teftiş Kurulu'nun "Kamu Açıklarının Azaltılmasına Yönelik Model Önerisi'' adlı raporu, hükümetin geçen yıl bu konudaki talebi üzerine kaleme alındı. Raporda, uzun yıllardır IMF Dünya Bankası gözetiminde uygulanan ekonomik programlar sırasında "halkın yoksulluğa sürüklenmesi, devletin güçsüz düşmesi, milletin kendine duyduğu özgüvenin kaybolmaya başlaması, ahlaki çöküntünün derinleşmesi, gelir dağılımının bozulması, ekonomik ve sosyal problemlerin çözümünün yabancı kuruluşlara havale edilmesi'' nedenlerle, alternatif bir modele ihtiyaç bulunduğu kaydedildi.
ORÇLAR, EN BÜYÜK SORUN Türkiye'nin ağır bir borç kıskacına girdiğine dikkat çekilen raporda, dış borç stoku içinde yeralan özel sektör dış borcunun bir kısmının da, yurtiçinde TL'ye çevrilerek devlete iç borç olarak verildiği vurgulandı. Raporda, borçlanmanın yarattığı sonuçlar şöyle sıralandı: "Borçlanmada kısır döngü içine girildi. Borçların büyümesinin ülke riskini artırma tehlikesi var. Banka sistemi kredi portföy riskinde artış oldu. Reel kesim, yeterli ve ucuz kredi kullanamaz hale geldi. Rekabet faize yatırım yapan şirketler lehine bozuldu. Şirket varlıkları giderek daha fazla borçla finanse edilmeye başlandı. Kamu borçlanması ve ekonomi politikaları, özel sektör için giderek daha önemli bir değişken haline geldi. Borç idaresi, devlet idaresinin önüne geçmeye başladı. Kamunun temel fonksiyonlarına ayırdığı kaynaklar yetersiz hale geldi. Gelir dağılımı bozuldu. Değer yargıları bozularak, ahlaki yozlaşma ortaya çıktı."Bu durumun, finansal arbitraj yoluyla yasal ya da yasadışı olarak ülkeden büyük miktarlarda kaynak çıkışına yol açtığına da işaret edilen Teftiş Kurulu raporunda, şunlar yer aldı: "Devlet iç borçlanma senetlerinin sağladığı enflasyon oranının çok üzerindeki yüksek faizler, sermaye hareketlerinin liberalizasyonu nedeniyle yurtdışındaki sermayedarlara olağanüstü bir gelir kaynağı yaratmıştır. Ortalama olarak yüzde 20'ler düzeyinde seyreden ve 1990'lı yılların sonlarında olduğu gibi yüzde 40'lara varan finansal arbitraj Türkiye'den dış dünyaya net kaynak aktarımına neden olmuştur. Bunlara ilaveten, kambiyo denetiminin neredeyse ortadan kaldırılmış olması sonucunda, diğer yasal veya yasadışı yollarla da yurt dışına çok büyük miktarlarda kaynak transfer edilmiştir ki, son 20 yılda bunların büyüklüğünün 200 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor.''
KAMU MALİ SİSTEMİ ZAYIFLADI Raporda, daha sonra IMF politikalarına ilişkin eleştiriler sıralandı. IMF'nin bugün ülkede gördüğü işlevin, bu kuruluşun amaçlarının çok ötesine vardığı belirtilen raporda, IMF'nin ekonomik gidişattaki artılara sahip çıktığı, eksileri ile milli politikalara malettiği vurgulandı. "IMF, ekonomik sosyal ve siyasal ve kurumlarımızın tamamını etkisi altına almış, adeta devlet içinde bir devlet konumuna gelmiştir" denilen raporda, IMF politikalarının temel özellikleri konusunda da şu değerlendirmeler yapıldı: "Borçların tasfiyesi yerine borç riski yönetilmeye çalışılıyor. Kamu mali sistemi zayıflatılıyor. Daraltıcı para ve maliye politikalarında sosyal boyut bulunmuyor. Politikalar, siyasal egemenlik haklarını sınırlayıcı unsurlar içeriyor."
KUMARHANE KAPİTALİZMİ Raporda Özal döneminde çıkartılan ve Türk parasını konvertibl hale getiren 32 sayılı karar da eleştirildi. Şu görüşlere yer verildi: "32 sayılı karar ile sermaye hareketleri serbestleştirilmesi sonucu ulusal finans piyasaları doğrudan doğruya kısa vadeli, spekülatif yabancı sermaye hareketlerine bağımlı hale gelmiştir. Paradan para kazanmaya yönelik bir kumarhane kapitalizmine sürüklenildi."