| |
Çağdaş Sosyal Demokrasi
CHP'de Baykal'ın -pek de haksız sayılmayacak- ifadesiyle "Profesyonel muhalefet", her seçim sonrası olduğu gibi, yine ayaklandı. Talepleri yine aynı; "Baykal istifa, yönetim istifa..." Çevirisi; "Sen git, biz gelelim." Oysa CHP'nin öncelikli sorunu yönetim değişikliği değil. Ya ne? Taban daralması, vizyon eksikliği. Sosyal demokrasinin çağdaş açılımlarının dışında kalması. Dozunun giderek daha da yükseleceği anlaşılan bu tepki furyası içinde tek aklı başında uyarı Uşak İl Başkanı Beyhan Demirel'den geldi; "Seçim sonuçları okunduğunda, solun toplumsal tabanından uzaklaştığı, değişim ve çözüm geliştiremediği, CHP muhalefetinin işsizlik, gelir bölüşümünde adaletsizlik, eğitim ve sağlık sorunlarında aksaklıklar gibi somut sorunlara dayandırılmadığı gerçekleri ortaya çıkıyor." CHP'lilerin kendilerinin çok sevdikleri ama partiye oy verenlerde bezginlik, kamuoyunda da umutsuzluk yaratmaktan başka sonuç yaratmayan kavgayı-dövüşü artık bir yana bırakıp, bu gerçeklere eğilmeleri ve yeni vizyon, yeni strateji için kafa yormaları gerekiyor.
CHP'nin sıkıntıları Onu da şimdilik sadece CHP'lilerin büyük çoğunluğunun ısınamadığı ve çelmelemek için her fırsattan yararlandığı Kemal Derviş yapıyor. CHP Bilim Platformu'nda, bir grup aydın ve milletvekilinin de katılımıyla düzenlediği tartışmaları bir rapora dönüştürüp geçenlerde partinin yetkili kurullarına sundu; "Çağdaş Sosyal Demokrasi ve Türkiye." 56 sayfalık raporda Derviş, CHP'nin en önemli sıkıntılarını kamuoyunda özgürlüklerde "kısıtlayıcı", ekonomide "beceriksiz" olarak algılanması diye sayıyor. "Kısmen haklılık payı bulunduğunu" kabul ettiği bu sıkıntıların aşılması için CHP'nin kendini yenilemesi gereken alanları da 10 başlık altında topluyor. En önemli saptamaları şöyle: *Özgürlükçülük: Şu anda CHP'ye baktığımız zaman, parti içinde veya yandaşlarında, 1930-40'lı yıllarından gelen geleneğin bulunduğunu gözlemliyoruz. Bu geleneğin özüne sahip çıkmalı ve gurur duymalıyız. Ama bu gelenek gerçekte olduğundan ve Atatürk'ün öngördüğünden daha devletçi, daha merkeziyetçi, daha sınırlayıcı, yasakçı, içine kapalı ve dünyadan uzak kalmaya yönelik bir modele dönüştürüldü. "CHP eşittir devlet, yasaklar, güdüm" algılamasının iyice aşılmasını sağlamamız gerekiyor. Çağımızda Türkiye'de özgürlüklere CHP'den daha çok sahip çıkan parti olmamalı. *Ekonomi politikaları: Türkiye'de, sosyal demokrasinin vaat ettiği refah için gerekli ekonomik gelişmeyi sağlayacağını ortaya koymak önem taşıyor. Sosyal demokrasinin ekonomik büyüme sağlamak açısından yetersiz, ekonomiyi yönetmede beceriksiz olduğu yönündeki ve geçmişte belirli bir doğruluk payı da taşımış olan düşünceyi silmeye ihtiyaç bulunuyor. Sosyal demokrasi yalnızca 'hakça" gelir dağılımı aracı değil (Ecevit'in CHP tabanını hâlâ etkileyen o ünlü sloganlarına gönderme.) Aynı zamanda sağlıklı, sürdürülebilir, ülkeyi krize sokmadan gerçekleştirilen, yeterince yüksek ve düzenli bir "büyümenin güvencesi" olmalı. Çözüm? Derviş, çare, daha doğrusu kendi ifadesiyle, başarının yolu olarak "Türkiye sentezi" adını verdiği "Atatürkçü çağdaş sosyal demokrat sentez"i öneriyor. Yani Atatürkçü gelenek ile Avrupa türü çağdaş sosyal demokrasiyi biraraya getirmek. Bunu da şöyle açıyor; "Ulus devleti evrensel düzeyde hareket etme, etkili olma yeteneğine ve olanaklarına kavuşturmak."
Siyasette kaliteye hizmet AK Parti'nin siyaset felsefesi olarak seçtiği "Muhafazakar Demokrasi" üstüne araştırmaları ve akademik çalışmalarından sonra -çevre sorunlarına raporda yeterince yer vermemelerine üzüldüğümüz- Derviş ve arkadaşlarının "Çağdaş Sosyal Demokrasi"yi Türkiye'nin gündemine taşımalarını, son derece yararlı bir hizmet olarak görüyoruz. Çünkü, ancak bu sayede seçim meydanlarında içi boş sloganlar değil, küreselleşen dünyayla uyumlu, gerçekçi, tutarlı politikalar yarışabilir. Ancak bu sayede siyasete de, seçimlere de, meydanlara da kalite gelebilir.
|