Kıbrıs'ta umut korunsun yeter, mayıs sonrasında da çözüm olur
Kıbrıs sorununun çözümünde takvimin sonuna yaklaşıyoruz. MGK, Annan Planı'nın kabul edilebilir tarafları olmakla birlikte Türk tarafına tanınan ayrıcalıkların AB'nin birincil hukukuna girmemesinde "yetki ve sorumluluğun hükümette olduğunu" hatırlattı. Bundan, işler kötü giderse hükümetin sorumlu tutulacağı sonucu çıkartılabilir. Yani askerler plana gönül rahatlığıyla evet demiş değiller. Ancak çözümün önünde engel gibi görünmek de istemiyorlar. MGK bu bildirisiyle, Annan Planı'nı kısmen kabullendiğini, bu planın resmiyet kazanması için TBMM tarafından çıkartılacak Kanun'un veto edilmeyeceğinin işaretini verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan da, "Birincil hukuk konusunda risk var" diyerek bu konudaki sorunun varlığını kabul etti. Bunlar aşağı yukarı beklenen şeylerdi. *Çözüm sarkabilir- Kıbrıs'tan gelen haberler de, Türk tarfında belli bir çabayla "evet" oyu çıkabilecekken, Rum tarafında "hayır"ın ağır bastığı yönünde. Dış baskılarla bu oranın yüzde 70-80'lerden iki haftada yüzde 50'nin altına gerilemesi zor. Yani Rum tarafından hayır oyu çıkması yüksek bir olasılık. Böyle bir sonuç da, Türk tarafını 2 Mayıs'ta AB'ye otomatikman üye yapmaktan alıkoyuyor. Kıbrıs sorununu çözümsüz bırakıyor. Ya da sorunun çözümü 1 Mayıs sonrasına sarkıyor. Altı ay sonra yeni bir referandum yapma ve planı görüşmeye devam etme olanağı var. Bu şekilde hareket edilirse yılsonuna doğru Kıbrıs sorunun çözümü ile AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi vermesi arka arkaya da denk getirilebilir. Belkide en yakın ihtimal bu. *Referandumun sonuçları- Rum kesimi referandumda hayır derse, bu doğrudan Türkiye'nin sorunu olmaktan çıkar. Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi almasını engellemez. Mali piyasalar da hareketleriyle Kıbrıs'ta 1 Mayıs'a kadar sorunun çözüleceğini satın almış değil. Yılsonuna kadar Kıbrıs'ta çözüm ile müzakere takvimi birbirine paralel gidebilir. Bu nedenle piyasalar genelde bekleme eğiliminde. Ancak Kıbrıs'ta her iki kesimde hayır oyu çıkması durumu değiştirir. Bu, yıl sonuna kadar olan süreçte bu sorunun çözülemeyeceği anlamına gelir. Mali piyasaları karıştıran, dengeleri bozan bir etki yaratabilir. Her iki tarafta evet çıkması da fiyatların içine girmediği için, doping etkisi yaratabilir. Ancak bu ihtimal düşük. Sadece Türk tarafının evet oyu kullanması ise durumu kurtaracağından ve sorumluluğu üzerimizden atacağından mali piyasaları olumlu etkileyebilir. *AB umudu- Kıbrıs sorununun çözümü mayıs ayına kadar yetişmeyebilir, biraz gecikebilir. Bu da olumsuz bir tablo ortaya çıkmasından daha iyi bir sonuçtur. Çünkü, sorunu çözme umudu ve buna bağlı AB umudu da sürecektir. Sorunun çözümü şart değil, umut olsun yeter. *Sonuç- "Sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi var demektir" Arap Atasözü
|