|
|
|
|
|
|
Önyargılara son veriyorlar
Onlar konser veriyor, sergi açıyor, folklor gösterileri yapıyor. Hepsi de şizofreni hastası olmalarına rağmen yaptıklarıyla toplumdaki önyargıları yıkıyorlar
Şizofreni Dostları Derneği'nde yapılan müzik çalışmaları hastaları rehabilite etmeyi amaçlıyor
Geçtiğimiz yıllarda gösterilen "Akıl Oyunları" filmi ünlü bir şizofrenin, bilim adamı John Nash'in yaşamını konu alıyordu. Bu filmi izleyenler, şizofrenlerin aslında ne kadar zeki insanlar olabileceklerini görmüştü. Aslında şizofrenlerin mutlaka üstün zekalı olacağı üzerine bilimsel bir bulgu yok ama onlar gerekli tedavileri yapıldığı ve fırsat verildiği sürece sosyal hayatın içinde normal insanlar kadar yer alabiliyorlar. Bunun en güzel kanıtlarından biri de Şizofren Dostları Derneği'nin düzenlediği sanatsal faaliyetlerle ortaya koyuluyor. Toplam 580 üyesi bulunan dernekte gerçekleşen resim, müzik ve folklor çalışmaları, şizofreni hastalığına dair tüm önyargıları yıkacak türden. Taksim Talimhane'deki bir binanın 4. katındaki derneğin başkanı Mesut Demirdoğan da dahil bütün üyeler şizofreni hastası. Burada her gün bir sürü faaliyet var. Üyeler sabahtan akşama kadar ilgi alanlarına göre oyalanacak bir şeyler buluyorlar. Kimi halk oyunları ekibinde dans ediyor, kimi yağlı boya tablolar yapıyor kimi de koroda şarkı söylüyor. Üstelik yaptıkları çalışmalar burayla da sınırlı değil. Onlar konser veriyor, sergi açıyor ve folklor gösterileri yapıyorlar. Hatta 13 kişilik halk oyunları ekibi, geçtiğimiz yıl Almanya'nın Düsseldorf kenti yakınlarındaki Hamm şehrindeki bir festivalde bile sergilemişler gösterilerini. Şizofreni hastalarından kurulu koro ise geçtiğimiz yıl Profilo Alışveriş Merkezi'nde bir konser vermiş. Şizofreni Dostları Derneği'nin üyelerinin en çok keyif alarak yaptıkları etkinliklerin başında koro çalışmaları geliyor. Haftada bir gün, salı günleri bir araya gelen koro üyelerine Psikiyatrist Dr. Adnan Çoban şeflik yapıyor. Kendisi de TRT Klasik Türk Müziği sanatçısı olan Dr. Çoban, müziğin şizofreni hastalarının rehabilite edilmesinde çok faydalı olduğu görüşünde: "Koroyu 2002'de oluşturduk. Burada yaptığımıza tam anlamıyla müzikterapi demek mümkün değil. Çünkü bu çok daha derin bir alan, kendine göre metodları var. Şu anda müzikle şizofreni hastalarını rehabilite ediyoruz. Bu çalışmanın faydalarını bizzat kendim, hekim olarak gözlemliyorum. Şizofreni tedavisi olan bir hastalık. İyi bir ilaç tedavisi ve iyi bir rehabilitasyon programıyla çok iyi sonuçlar alınır. İçlerinde üniversite mezunları, bilgisayardan anlayanlar, birkaç yabancı dili olanlar var. Düzeldikleri zaman mesleklerini çok güzel yapıyorlar. Müzik çalışmalarında da çok iyiler. Eskiden şizofreni hastalığının insanda müzik duygusunu yok ettiğine inanılırdı. Geçen sene verdiğimiz konserle böyle bir durum olmadığını ispat ettik. Şizofreni hastalığı kişinin zekasını etkilemez, insani duyguları da ortadan kaldırmaz. Biz burada tabuları da yıkıyoruz. Bu tip hastalar insanlardan korkar, göz kontağı kuramaz. Bu arkadaşlar çıkıp hiç korkmadan 500 kişinin karşısında şarkı söylüyorlar." Bir şizofrenin bir diyabet hastasından farkı olmadığını söyleyen Dr. Adnan Çoban; "Birinde insülin eksikliği, diğerinde de dopamin fazlalığı var. İkisi de biyolojik hastalık. Bu durumda insanların sadece beyinlerindeki bozukluklardan dolayı damgalanmaması gerekir. Burada onlara bir şeyler vermeye çalışıyorum. İlaç tedavisi yapan hekim çok. Ama onlara insanca yaşamayı öğretecek kurumlar yok. İlaç tedavisi de çok önemli ama sadece bu yetmiyor" diyor. İlk çağlardaki Şaman ayinlerinde rastlanılan, Farabi'den, İbn-i Sina'ya kadar pek çok ünlü alimin üzerine çalışmalar yaptığı müzikterapi konusu ise günümüzde ihmal edilmiş bir alan. Avrupa'da bu tarz çalışmalar yapan merkezlerin çok olduğunu söyleyen Dr. Adnan Çoban, Türkiye'de böyle bir merkez kurmak istediğini belirtiyor: "Geçmişte yapılmış olan müzikle tedavi yöntemini günümüz bilimsel normlarına uyarlayarak yeni yöntemler geliştirebiliriz. Bunları bir halk efsanesi gibi değerlendirmemek lazım. Hepsi de çok önemli bilimsel çalışmalar. Ama tabii ki bugünün normlarına uygun değil. Çünkü bugün artık bilim başka yöntemlerin laboratuvar verileriyle ortaya konmasını istiyor. Şimdi bu konuda kısıtlı imkanlarımız var. Neler yapılabilir bunu araştırıyorum. Dünyadaki bu işi yapan uzmanlarla irtibatım var. Onların yardımlarıyla bir merkez kurmayı düşünüyoruz." Şizofreni Dostları Derneği: (0212) 256 36 61
Neslihan Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|