|
|
|
|
|
Masamızda İtalyan şarap dünyasından bir asil var
|
|
Michel Rolland'ı tanıyor musunuz? Onun "guru", "dahi", "sanatçı" veya "sihirbaz" olduğunu söyleyenler var. Bir şarap danışmanı olarak ününe bakınca, belki de tüm bu sıfatları taşımalı
Gazetelerde seri yazı istenmez. Devamı haftaya lafından kaçınılır. Ne diye? Çünkü araya giren süre, neredeyse tüm okurların konudan kopmalarına yeter de artar. Peki buna rağmen, bile bile bu yola başvuruluyorsa? Bazen konu, elinizdeki yere sığmıyorsa... İşte halimiz bu hal. Sergio Mei'yi yazmıştık ya. Hatırlayacaksınız, Mei önemli. Neden? Sadece marifetleri ile değil. Mutfağına yansıyan görüşleri, duruşu ile de. Akdeniz Havzası'ndaki kültürler içinde, hayattan kam almaya meraklı, güzelliğin peşine hırsla düşen, belki de yüzyıllardır bunu bir hayat amacı haline sokan İtalyanların gelenek ile küresel kültür arasında nasıl vaziyet takındıklarını gösteriyor "Mei tarzı aşçılar ve müşterileri".
ÖNEMLİ BİR KONUK Four Seasons Hotel İstanbul'un balo salonundayız. Oradakiler evsahibinin prestijinin yansıması gibi. Orta büyüklükteki salon tıklım tıklım. Yaratıcı ekip elele vermis, salonu dünyanın köşe bucak her balo salonundaki anonimlikten azada uğraşmış. Her detay düşünülmüş, çalışılmış. Ama masalardaki çiçekler, kompozisyon hepsinin üstünde. Çok güzeller! Cam, su ve çiçeklerin masadakilerin birbirleri ile konuşmalarına engel olmaksızın yerleştikleri yatay manzume. Şimdiye kadar rastladıklarımızın çok dışında... Otelin müdürü Bekhit, mutfaktaki ustasının yanısıra yemeğin diğer önemli vedetini takdim ediyor. Marchesi di Frescobaldi. Marki, güngörmüş insanlara mahsus nerede ise mahcup bir tevazu ile konuşuyor. Dört beş cümlelik kısa bir konuşma. Söylenmesi gereken her şey orada. 29 nesildir şarap yapıyorlar. Ailece işin içindeler. Ama ortak işleri de var: Robert Mondavi ile. Nihayet servis başlıyor. Önden "nohut püresi ve fırınlanmış ahtapot" arkadan "dana carpaccio". 2002 yılının Castiglioni'si ile. Bu Frescobaldi'nin bir Chianti'si. Arkadan karides ile doldurulmuş, kalamarlı, taze baharatlı bir "risotto" geliyor. Bu kez 2000 yılının bir Chianti'si. Montesodi. Risotto 5-10 kişiye rahat rahat yapabileceğiniz sayı arttıkça, ne yapacağınızı şaşıracağınız bir yemektir. Salonda kaç kişi var? Bekhit anlatıyor: İtalyan aşçıya saçını başını yoldurtacak kadar! Frescobaldi'nin sahibi "Şimdi" diyor, "Mondavi ile ortak yaptığım şarabı servis edecekler. Luce, 2000. %60 Merlot, %40 Sangiovese üzümü. Montalcino'daki bağlardan." Bu kırmızı şarapla birlikte ister istemez ne kadarı Napa Vadisi'nden ne kadarı Toscana'dan düşünüyorsunuz... Masamıza şarap işine yeni hevesli bir yatırımcı geliyor. Soruyor: "Mondavi ile ne diye berabersiniz?" Marki, kararını çoktan vermiş insanların huzuru ile "çok şey öğrendik" diyor. Soru sahibi masadan ayrılınca yüzüme bakıyor. Gülümseyerek izlediğimi görünce "bizim için ilginç bir deneyim oldu" diyor. "Zaten Robert İtalyan. Yani Luce'de özlem var". Lipsoz balığının ardından, türüf ve enginarlı kuzu geliyor. Bu sefer masadaki Frescobaldi 2000 yılının Mormoreto'su. %60'i Cabarnet Sauvignon, %25'i Merlot ve %15'i de Cabarnet Franc. Marki bu şarapla övünüyor. Castello di Nipozzano'daki 23 yıllık bağdan söz ediyor. "Ne düşünüyorsun" diye soruyor, "Luce ve Mormoreto için?" Bir soru ile cevap veriyorum: "Michel Rolland'ı nasıl buluyorsun?" Gülüyor, "Kendisi ile çalışıyoruz" diyor. Uzun uzun Rolland dedikodusu yapılıyor. Öyle ki bademli tartalet, çikolata ve kayısı şekerlemesinden mürekkep tatlı bitiyor, Sergio Mei'yi selamlanıyor, ama konuşacaklarımız bitmiyor. Marki ile ertesi akşam yemeği için sözleşiyoruz. Birlikte Beyti'ye gidiliyor. Marki'- nin şaraplarını getiren Randy-Figen Mays de bizimle. Beyti Güler, Floransa'lı konuğumuza etin sadece Beyti'de yapılabileceğini kabullettirmeye ahdetmiş. Açıkçası o akşam yediklerimizi anlatmaya çekiniyorum. Rejim listemi düzenleyen doktorumu kızdırmak istemem. Ama şunu söyleyebilirim: Hem Floransa'daki pirzolalarla yaşayan, hem de Kaliforniya et mutfağını iyi bilen Marki, Beyti Bey'in istisnai mutfak performansı için şapka çıkartıyor. Akşamın ana konusu elbette şarap. Daha bir hafta önce yine Four Seasons'daki baştan çıkartıcı şarap tadımını konuşuyoruz. Masada Chateau d'- Yquem 88, Chateau Margaux 85 ve Chateau Mouton Rothschild 88 gibi efsanelerin yer aldığı "Farr Vintners" ve "Gusto" gecesini. Nasıl söylesek... Şaraba meraklı her faninin kendisini cennette hissedeceği o masa için ne söylenir?
|
|
|
|
|
|
|
|
|