Kondisyon farkı
Geçen haftaki yazımda belirttiğim gibi F.Bahçe'nin G.Birliği ve Bursa sınavları zorlu geçti. Orta sahadaki pres ve organizasyon yetersizliği iki maçta da gündeme geldi. G.Birliği'nin alışılmış tempolu, kollektif, presli ofansif klasiği Kadıköy'de F.Bahçe'yi pasifize etti. Sadece farkın bire indiği bölümlerde sahaya hırs yansıtabildiler. Bursa maçı da tahmin ettiğim gibi zor geçti. Orta sahanın arasında her zamanki gibi kollektif bağlantı kurulamayışı yine baş ağrıttı. Hücum gücünü kısıtladı. Rakipler bu rahatsızlığı bildikleri için defansif tedbirlerle Nobre ve Van Hooijdonk üzerinde yoğunlaşıyorlar. Oyuncuların yapısı itibarıyla kanat kombinasyonları da yetersiz kalıyor. Ümit Özat'a ağır trafikten çok yük bindi. Teknik Direktör Daum'un onu biraz dinlendirmesi gerekir. Selçuk'a da güven kazandırmalı. Aynı şekilde Nobre ve Van Hooijdonk da yorgun düştüler.
Daum'un sol takıntısı F.Bahçe Teknik Direktörü Daum'un en büyük çelişkisi defans bloğunun solunda yaşanıyor. İsmail Güldüren, Petkov, Mahmut, Ankara'da Ali Güneş, sonra da Kemal.. Bir görev yeriyle bu kadar oynanmaz. Pazar gecesi Luciano'nun yokluğunda Tomas'ın yanına Fatih monte edildi. Sol kulvarda da maç eksiği olan ve henüz büyük takım formasının ağırlığına alışmamış Mahmut görev yaptı. Bu blok aslında güven vermiyordu. Eğer Sertan ve Okan gibi sprinterler formsuz olmasalar, Bursaspor orta sahası da organize biçimde ileriye çıkabilse Fenerbahçe bu maçı da kaybedebilirdi. Ancak, Bursa'daki blokların kopuktu. Fatih, Ali Güneş ve Tomas gibi çabuk oyuncular da hırslarıyla Sertan ve Okan'a sol bölümde genişlik bulma şansı bırakmadılar. Bursa maçındaki en önemli artı, kupa yorgunluğuna rağmen son 20 dakikadaki yüksek tempoydu. Bu da takımın fizik kondüsyonunun iyi olduğunun en belirgin işaretiydi. Terim'in hakkı Fatih Terim, hem Milli Takım'a hem de Galatasaray'a büyük başarılar kazandırdı. UEFA Kupası ile de tarihe geçti. Ayrıca sadece Türkiye'den değil, Almanya gibi ekol ülkelerden gelen yabancı teknik adamlara bile sıcak bakmayan İtalya'da Fiorentina'da başarıyla görev yaptı. Medyada hep ilk plana çıktı. Ardından dünya devi Milan'ın başına geçti. Ama orada Ancelotti lobisini yenemedi. Evet; Fatih Terim Galatasaray'daki ikinci döneminde başarılı olamadı. Kafasında inandığı düzeni oturtamayınca çelişkiler yaşadı. En büyük hatası da sistemle ve takım tertibiyle gereksiz yere çok fazla oynamasıydı. Ama gözardı edilmesin; dünyada hiçbir teknik direktör sürekli başarılı olamaz. Aklıma bu konuda bir tek Ferguson geliyor. Tabii, bir de deyim geliyor: "İstisnalar kaideyi bozmaz." Fatih Terim'e hak ettiği vefa duygusunu Galatasaray taraftarı Cumartesi gecesi ağlayarak yaşattı. Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki ve hatta TV başındaki milyonların gözyaşları taraflı, tarafsız herkesin saygı duyduğu bir teknik direktör olan Fatih Terim'e yapılması gereken bir uğurlamaydı.
|