Singapur'a göre AB'da işimiz yok
Anlaşılan, Orta Asya'dan göç etmiş bir kavmin evlatlarının niçin Avrupa Birliği'ne (AB) girme mücadelesi verdiğini Uzak Asyalılar çok iyi kavrayamamış. Singapur'da karşılaştığımız yetkili/yetkisiz bir çok kişinin 'Neden AB'ye girmek istiyorsunuz?' sorusuna muhatap oldum. Bizim Avrupalı olma girişimimize anlam veremedikleri gibi, içlerinde müthiş bir Batı özentisi ve Batılı olma tutkusu var. Sorularının arka yüzünde ise Türkiye'ye ve Türk halkına Avrupa'yı yakıştıramadıklarını hissettim. Hatta 5 günlük seyahat programımızı organize eden Singapur Turizm Ofisi Yetkilileri, dünyanın dört bir tarafından davet ettikleri gazetecileri iki kategoriye ayırmışlardı. Diğer ifadeyle iki sınıfa; Batılı ve Doğulular. Eğer AB'ye girmiş bir Türkiyeli olarak orda bulunsaydım, Batılılar sınıfında yer alacak, birinci sınıf misafir olacaktım. Ama kendimi aynı kümede hissetmediğim Doğulular için yapılan (Malezyalı, Birleşik Arap Emirlikleri, Sri Lanka, Vietnam, Güney Afrika) programda ikinci sınıf misafirliği sineye çektim.
Validen kuyruk yorumu Geçen hafta Atatürk Havalimanı (AHL) pasaport kuyruğundaki sistemin yanlışlığını, seyahat kültürü olan bir dostun uyarısıyla kaleme aldım. İşte o yazıya, İstanbul Valiliği Atatürk Havalimanı Mülki İdare Amirliği'nden tuhaf diyebileceğim, tam bir devlet zihniyetini yansıtan cevap geldi. Benim yazdıklarımın doğru olduğunu kabul edip, uygulamayı değiştireceklerini beklemiyordum zaten. AHL Vali Yardımcısı Mülki İdare Amiri Murat Yıldırım, bir sayfalık cevabının son bölümünde aynen şöyle diyor; 'Havalimanının mevcut fiziki şartları göz önüne alındığında, kontuar sayısının fazla olması sebebi ile tek kuyruk çok kontuar sisteminin daha verimsiz ve daha uzun kuyruklara sebep olacağı değerlendirilmektedir.' Ben hangi şarkıyı söylüyorum, Vali darbukada hangi ritmi tutuyor. Cumartesi Singapur'dan döndüğümde de havalimanında benzeri sorunu yaşadım. Bir kontuardan 8 kişi geçtiği halde, yandakinden sadece iki kişi geçebildi. Bahsettiğimiz sistemin fiziki şartlar ve uzun kuyrukla geçiştirilecek tarafı yok.
Gümrükçü polis sürtüşmesi Bundan kısa süre önce Dubai'den dönerken, Gümrük Muhafaza çantalarımı kontrolden geçirdi. Dışarı çıktığımda bu kez sivil polisler kendilerini tanıtıp, çantalarımı x-ray'den geçirmek istediklerini söylediler. Gümrük Muhafaza'nın baktığını söyledim, ama takmadılar Başka meydanlarda bagajlarınız kontrol edildiğinde bir işaret bandı yapıştırılır ve ikinci kez aynı amaçla kontrol edilmezsiniz. Bizde amacın bu olmadığı apaçık ortada. Bu hafta sonu yurtdışından dönerken yine benzeri tabloyla karşılaştım. Gümrükten geçip, polisle cedelleştim. Ama bu defa ki polisler, tam üçüncü sınıf ülke polisi gibiydi. Saç/sakal birbirine girmiş, konuşma özürlü tiplerdi. Benim valizlerimi cihazdan geçirdikten sonra salonun içinde sigaralarını yakıp, cam kenarında insanları dikize koyuldular. Sayın Havalimanı Valisi, Dünyanın hiçbir yerinde havalimanında vali yok. 80'li yıllarda gümrükçülerle, polisin rüşvet kavgasından doğan çifte kontrol sistemini de dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Mülki İdare, gümrük ve polis havalimanında yolcuya işkenceden öte ne yapar söyler misiniz?
|