|
|
|
|
|
|
Organ nakli için artık doku uyumu gerekmiyor
Böbrek hastalarını yeniden hayata döndüren organ nakli için artık doku uyumu gerekmiyor. Yeni gelişen ilaçlar sayesinde doku uyumu sıfır olan hastalar arasında bile böbrek nakli yapılabiliyor
Türkiye'nin böbrek nakli rekoru Akdeniz Üniversitesi'nde. Bir avuç doktordan oluşan bir ekip, iki günde bir kişiye ikinci hayatını veriyor. Üstelik bunu yaparken doku uyumuna bile gerek görmüyorlar. Onlar Türkiye'nin en fazla organ nakli gerçekleştiren ekibi; Doç. Dr. Alper Demirbaş, Fevzi Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Alihan Gürkan ve Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Bölümü cerrahları... Ekip, yılda 100 böbrek nakli yaparak, her yıl kendi rekorunu kırıyor. Merkezleri Avrupa'daki en iyi 5 hastane arasında yer alıyor. "Kapasitemiz biraz daha artırılsa, en iyisi olabiliriz" diye iddiaları var. Herkesin tatil cenneti saydığı Antalya'da, bir avuç doktor pek çok insana yeni hayat hediye ediyor.
Organ bağışı mutlaka artırılmalı Akdeniz Üniversitesi'nde bir yılda yapılan 100 organ naklinin 50'sini kadavradan yapılan nakiller oluşturuyor ki, bu Türkiye ortalamasının yaklaşık 10 kat üzeri. Ancak ekibin listesinde organ nakli için bekleyen bin kişinin daha adı yazılı... Türkiye'nin geneline bakılırsa, organ nakillerinin yüzde 70'ini canlıdan yani bir akrabadan alınan böbrekler, yüzde 30'unu ise ölüden alınan organlar oluşturuyor. Türkler'in ölülerinin organlarını bağışlamakta gösterdiği ilgisizliğe karşın, tanıdıklarına kendilerinden bir parçayı yani böbreklerini verme konusunda tereddüt etmemeleri, Avrupa ülkelerini şaşırtıyor. Çünkü onlarda yapılan organ nakillerinin çoğunu, Türkiye'nin aksine kadavradan elde edilen organlar sağlıyor. Akdeniz Üniversitesi'ndeki Organ Nakli Merkezi'nde, kadavradan böbrek nakil oranlarını artırmak için bir ekip çalışıyor. Kazalar nedeniyle acil yardıma gelen ve ümit kesilen hastalar için hemen bu ekip devreye giriyor. Beyin ölümü kesinleşen hastalara "organ bağışında bulunun" çağrısı yapılıyor. Dr. Levent Yücetin ve Dr. Nilgün Kaçacaoğlu aileleri organ bağışı için ikna etmeye çalıştıklarını söylüyorlar. Bağışın ardından bir başka ekip en uygun hastayı seçiyor, ardından yapılan nakil ile yeni bir hayat kazanılıyor.
Sırada nakil bekleyen 20 bin hasta var Ekibin başkanı Prof. Dr. Fevzi Ersoy, organ naklini engelleyen yeni ilaçlar sayesinde artık doku uyumu gibi bir şart aranmadığını anlatıyor. Bunun da özellikle eşler arasında organ naklini kolaylaştırdığını vurguluyor. "Eşine organ vermeyi kabul eden kişilerde, hiç uyum olmasa bile, bu operasyonu yapıyoruz. Çünkü doku uyumu olanla olmayan arasındaki fark yalnızca yüzde 10'dur. Bu sorunu da geliştirilen yeni ilaçlarla çözümleyebiliyoruz" diyor. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre; Türkiye'de bugüne kadar yaklaşık 4 bin böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirilmiş. Ancak yetmiyor, sırada yaklaşık 20 bin hasta var. Böbrek nakli pek çok kişiye ikinci hayat umudu veriyor. Nakilin ardından hastanın yeni takılan böbreği reddetmemesi için, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanılıyor. Günümüzdeki ilaçlar, hastaların önemli bir kısmında başarılı böbrek nakline olanak veriyor.
Bin kişiden biri tek böbrekle yaşıyor Böbrek naklinde canlı vericilerin yakın akraba olması tercih ediliyor. Yakın akrabalarda (kardeş, anne, baba, çocuk) uyumlu böbrek olma olasılığı daha fazla. Akraba olmayan kişilerde uyumlu böbrek olma olasılığı düşük olduğu için, eşler son tercih olarak düşünülüyor. 18 yaşından küçüklerin böbrek vericisi olmalarına izin verilmiyor. Bir insanın böbrek vericisi olması için gönüllü olması gerekiyor. Uygun verici olduğu saptanan kişi, çok ayrıntılı bir inceleme döneminden geçirilirken, böbrek vermesinin kendisinde bir sorun oluşturup oluşturmayacağı araştırılıyor. Vericide ender de olsa, bazen anestezi ve ameliyatla ilgili sorunlar çıkabiliyor. Ancak uzmanlar tıptaki gelişmelerin bu sorunları büyük oranda azalttığını hatırlatıyorlar. Ameliyatın ardından üç gün sonra, genellikle vericiler taburcu edilirken, bir hafta sonra normal hayatlarını sürdürebilecek kadar iyileşiyorlar. Uzmanlara göre; uzun dönemde ise, tek böbrekli olmanın önemli bir zararı bulunmuyor. Toplumda yaklaşık 1000 kişiden birinde tek böbrek olduğunu vurgulayan doktorlar, bu nedenle insanın bir yakınına böbrek vermekten kaçınmaması gerektiğini belirtiyor. Kadavradan böbrek nakillerinde ise bu tip sorunlar bulunmuyor. Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalar böbrek, kalp, karaciğer gibi organlarını bağışlayarak başka hastalara hayat verebiliyorlar. Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalarda, adından da anlaşılabileceği gibi beyin fonksiyonları tamamen ve geri dönmeyecek biçimde kaybolmuş oluyor. Yani bu kişilerin bilinci yerinde değil ve ancak solunum makinesi desteği ile yaşamlarının sürmesi mümkün. Uzmanlara göre; kişilerin "Ben gerçekten ölmeden organlarımı alırlar" korkusu ise yersiz. Çünkü beyin ölümüne karar verecek ekip ile organ naklini yapacak ekip ayrı doktorlardan oluşuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|