|
|
|
|
|
|
Hünkârbeğendi Amerika seferinde
Melek Başaran ve kızı, Türk mutfağı ve kültürünü Amerikalılar'a tanıtıyor. Anne kızın Philadelphia'da işlettiği restorana gösterilen büyük ilgi, onları gazete sayfalarına taşıdı.
Amerikalılar'a Türk yemeklerini Ankaralı bir anne-kız sevdiriyor: Ayşe Atay ve Melek Başaran...Onlar Philadelphia'daki tek Türk restoranı Konak'ın sahibi. Şehrin en işlek caddesinde açılan ve Amerikalılar'ın büyük ilgi gösterdiği restoran geçtiğimiz günlerde kentin en yüksek tirajlı gazetelerinden birine haber oldu. Philadelphia Inguirer, "Türk Lokumu" başlığı altında tam 2 sayfayı, Atay'a, Başaran'a, Konak Restaurant'a ve Türk yemeklerine ayırdı. Haberde yemeğin Türk kültüründe önemli bir yeri olduğu, yemekler için şarkılar yapıldığı hatta şiirler yazıldığı da anlatılıyor. Ankaralı annekızın restoranı Türkiye'dekileri aratmıyor. Amerikalılar'a, zeytinyağlı dolmadan, imam bayıldıya, pastırmalı börekten şiş kebaba kadar Türk mutfağından seçmeler sunuyor. Atay ve Başaran Türk yemeklerinin yanı sıra Türk müziğini de tanıtma çabasında. Haftanın bir günü Türk müziği ve fasıl eşliğinde dansözlü "vur patlasın çal oynasın"lı geceler düzenliyorlar.
TEDAVİYE GİTMİŞTİ Bu gecelere en çok rağbet gösterenlerin Türkler olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü bu gecelerin en büyük müdavimleri Amerikalılar. Gece boyunca zengin Türk mutfağını tadan Amerikalılar, daha sonra piste çıkıp, dansözle birlikte göbek atıyor. Her ne kadar şu an çok büyük başarılara imza atsalar da Amerika'ya gelişleri aslında çok iyi bir nedenden değil. Melek Başaran ilk olarak 1989 yılında hastalığı nedeniyle Amerika'ya gelmek zorunda kalıyor. O güne kadar yaptığı deri ihracatı işini de Amerika'ya yönlendiriyor. Melek Başaran Ankara'dan Amerika'ya uzanan zorlu yolları şöyle anlatıyor: "1989 yılında hastalığım için Amerika'ya geldim. Ancak burayı çok sevdik. Çalışma alanımız içine, Amerika'yı da katmayı düşündük.
ELLERİYLE YAPTILAR 1990 yılında, burada deri fuarına katıldık. Bir süre işler çok iyi gitti. Biz, Türkiye-Amerika arası gidip gelerek işleri götürüyorduk. Ancak, 1992 yılında deri sektöründe kriz yaşandı. Biz de, işleri farklı bir yöne sokmaya çalıştık. 1995 yılında kızım evlenerek Amerika'ya geldi. New Jersey'de, Türk yemeklerinin yapıldığı küçük bir lokanta işletmeye başladık. 50 kişilik küçük bir yerdi. Müşterimiz çoktu ama yer sıkıntımız vardı. Ayrıca, Amerikalılar yemeklerimizi beğendiği için özel ev davetlerine gidiyorduk. Bunun üzerine, Philadelphia'ya gelmeye karar verdik. Restoranı açmamız pek kolay olmadı çünkü biz tam bir Türk konağı olmasını istiyorduk. Ancak merdivenlerin tahta trabzanlarını yapacak bir usta bile bulamadık. İş başa düştü. Bunun üzerine istediğimiz gibi olması için kolları sıvıyıp kendimiz yapmaya karar verdik."
ÇOK KÜLTÜRLÜ TARİH Ayşe Atay'ın en büyük şikayeti ise Türk mutfağının yeteri kadar tanınmaması. Atay "Birçok insan Türk mutfağında neler olduğunu bilmiyor. Sadece Yunan mutfağına benzediğini düşünüyorlar. Balık yediğimizi duyunca gerçekten çok büyük şaşkınlık yaşıyorlar. Dört bir yanımız sularla çevrili. Tabii ki balık yiyeceğiz. Gerçekten de dükkandan içeri girdiğinizde tahta trabzanlar, duvarlardaki Türk işlemeleri ve mavi boncuklar gözünüzü alıyor. Tarkan ve Nilüfer'in şarkıları eşliğinde Osmanlı- Türk mutfağı her geçen gün Amerikalılar'ın ilgisini çekmeye devam ediyor. Gazetedeki haberde Türk mutfağı için yapılan yorum her şeyin özeti gibi: "Değişik mezelerden, ızgara et ve tatlılara kadar Türk mutfağı olağanüstü bir çeşitliliğe ve lezzete sahip. Türkler damak zevkine çok düşkün. Türk misafirperverliği biliniyor; restoran ya da yemeğe davetine de bunun bir göstergesi gözüyle bakılıyor. Bu çeşitliliğin altında yatan en önemli neden ise ülkenin çokkültürlü tarihi."
MELTEM PUSAT/ PHILADELPHIA
|
|
|
|
|
|
|
|
|