| |
Kış uykusu bitti
Seçim meydanlarında geçim derdini dile getirmeye çalışanlar... Bir elleri 20 Nisan, diğeri 14 Aralık'a çivilenmiş çarmıhlarıyla Ankara-Brüksel yolunda düşe kalka ilerleyenler... Kalpleri Denktaş ile Verheugen arasında tekleyenler... AB'ciler, ABD'ciler, Ulusalcılar, Avrasyacılar... Hepinize önemli haberimiz var. Sovyetler Birliği'ni tarihe gömen ama Alzheimer'ın belleksiz bir yaratığa dönüştürdüğü 93 yaşındaki Reagan, manastıra çekilmiş keşiş gibi dünyadaki çilesinin dolmasını beklerken... Glasnost ve Perestroyka politikalarıyla Demir Perde'nin vidalarını gevşeterek Reagan'ın işini kolaylaştıran Gorbaçov şimdi kendi adını taşıyan vakfıyla daha demokrat toplum mücadelesi verirken... KGB kökenli Başkan Putin, Rus toplumuna yeniden Sovyet korsesi giydirme operasyonunu dün yapılan seçimle tamamladı. Her şey 3 yılda olup bitti. Putin görevi alkolik Yeltsin'den devraldığında ilk hedef olarak medyayı seçti. Onu yargı izledi. Onu da ekonomi. Sonra sıra parlamentoya geldi. Ardından da hükümete. Rus halkı dün sandık başına giderken, Putin ve 1989'dan beri rövanş gününü bekleyen KGB'li arkadaşları iktidarın tüm bu parsellerini denetime almışlardı. Geriye sadece Putin'in yeniden seçilmesi kalmıştı. Karşısında hiçbiri yüzde 5'i geçmesi beklenmeyen 5 aday... Putin'i sonuç değil katılma oranı kaygılandırıyordu sadece. Çünkü anayasaya göre katılım yüzde 50'nin altında kalırsa, seçim geçersiz sayılıyordu. Onun için de gerekli önlemler alındı. İyice ehlileştirilmiş medya rakip adaylara tümüyle kapatıldı. Televizyonlarda "sevecen" Putin'in yaşamından kesitler aktarıldı: Labrador cinsi köpeği Konni'nin yavrusunu bir çocuğa armağan ederken, ünlü bir yazarın dul eşiyle çay içip edebiyat sohbeti yaparken... Belki onların da yetmeyebileceği düşünülerek, seçim komisyonunun başına da Putin'in KGB kökenli bir arkadaşının getirilmesi unutulmadı. Biz bu yazıyı kaleme alırken sandıklar açılmamıştı ama Komünist Parti lideri Gennadi Ziyganov sonucu açıklamıştı bile: Katılım yüzde 122 olacak ve Putin oyların yüzde 148'i ile seçilecek! Gözlemcilerin "Brejnev döneminden farksız" dedikleri bu seçimden sonra sıra "Neo-Sovyet" vizyonunun hayata geçirilmesine gelecek. İçeride güvenilir bir bürokrasinin yönettiği, sivil toplumun uysallaştırıldığı, otoriter devlet kapitalizmi kurmak. Dışarıda ise Sovyetler Birliği'nin nüfuz alanını yeniden ele geçirmek.
Galiyev'den Putin'e Sevgili dostum Halit Kakınç'ın Türkiye'ye tanıttığı Kazan Tatarı ve "milli komünizm" akımının öncüsü Mirseyid Sultangaliyev, daha 1920'lerde bu gelişmeyi öngörmüştü; "Sovyetler Birliği çökecek, yerine burjuva demokrasisi rayları üstünde devlet kapitalizmi doğacak." (Not: Kakınç'ın bu önemli araştırmasının ikinci cildi de Bulut Yayın tarafından okurun ilgisine sunuldu.) Moskova'daki Carnegie Merkezi'nin yöneticisi Dimitri Trenin de Sultangaliyev'in kehanetini doğruluyor, Putin'in yeni politikasını şöyle anlatıyor: Bağımsız Devlet Topluluğu için Rusya ekonomik çekim merkezi yapılacak. Bedeli de Rusya'nın güvenlik stratejisine kayıtsız şartsız bağlılıkla ödettirilecek. Yani "diğer" güçlerin etkileri kırılacak. Kim bu "diğer" güçler: ABD, AB, Çin ve Türkiye... Putin'in bir sözü var: "Sovyetler Birliği'ni unutan kalpsizdir, tekrar diriltme hayalleri kuran ise kafasız..." Putin, Sovyetler Birliği'ni hortlatmayacak ama mirasını da kaptırmayacak. Türkiye'yi Avrasya ufkunda hareketli günler bekliyor. Duyururuz.
|